Vallahi benim arsam yok, mafya ile işim de olmaz. Ama kiminle konuştuysam, kimi dinlediysem ‘var…’ diyor, başka bir şey demiyor.
Var diyenler de öyle şeyler anlatıyor ki, insan dinledikçe tüyleri diken diken oluyor, içinizden dışınızdan ‘Vay be, Allah Allah, olamaz böyle bir şey!’ demek geçiyor.
İnanamıyor, bir anlam veremiyorsunuz.
Çek senet mafyasını biliriz, okuruz, duyarız, filmlerde de izleriz, lakin arsa mafyası da varmış. Hayret valla!
*
Bizim insanımızın gözü duymaz. Karnı doysa, başkasının tabağındakine göz diker, karnı doysa gözü aç misali onu da nasıl yerim diye hesap eder, kurnazlığa soyunur, gerekirse cebir (zor) bile kullanır ki, gazetelere baktığımızda, haberleri izlediğimizde olmayacak, olmayan şeyler değil.
Başkasının tarlasına, bağına bahçesine, arazisine (bu kum-maden ocağı olur, dere yatağı, ya da dere yatağındaki malzeme vs..) aç kurtlar gibi saldıranlar çokmuş bu şehirde.
Anlatıldıkça şaşırıyorum.
Hazine arazisini bile neredeyse zimmetine, kendi mülküne katarcasına, hak hukuk tanımayanlar çıktıkça, gördükçe, duydukça insanın kanı donuyor da, herkes kendi çıkarını düşünüyor.
*
Bütün bu haksızlıklar, hukuksuzluklar yaşanınca, vatandaşlar da kendi kurallarını, kendi kanunlarını devreye sokmak zorunda kalıyor.
Muhatabını ya (Yamuk yapanı) Ahırdağı’na kaldırıyor, ya Kapıçam’a… Ki azmettirenin hiçbir zaman bundan haberi olmamıştır, olmayacaktır. Sistem ve bu alemin kuralı gereği.
Ya da birilerine verilen üç-beş kuruşla topuğuna sıktırarak…
Maksat korkutmak, maksat caydırmak, maksat kendine ait olmadığı tarlayı, araziyi, bağı-bahçeyi ele geçirmek, kendi mülküne dahil etmek.
*
Para günümüzde tek geçerli akçe. Öyle ki her şeyin üstünde.
İtibarmış, kimlikmiş, kişilikmiş, makammış, koltukmuş, ünvanmış, hepsi hikâye. Zengin daha zengin olmak için garip-gureba demiyor, hak hukuk tanımıyor, gözü toprakta…
Sanki o toprağa girmeyecek. Gözünü hırs bürüyünce, sağda solda ne kadar arsa varsa, tarla, bağ bahçe, fabrika, kum ocağı topla toplayabilirsen.
Sanki hiç ölmeyecek.
Daha çok mal, daha çok tarla, daha çok bağ-bahçe hırsı insanların gözünü döndürmüş.
Hal böyle olunca da, hak hukuk tanımayanlara, hakkı ve hukuku ihlal edenlere karşı haklı olanlar da kendi kurallarını, kendi kanunlarını devreye sokuyor.
Neticesini biliyorsunuz…