Ne zaman bir yazı yazsam, ne zaman okurlara face’deki yazımı okusa, altında mutlaka yorum oluyor da, yazdığım yazının konusu ile alakası olmasa da, şehirdeki hava kirliliğine dikkat çekmeyen okurum yok gibi.
Bizi uyarıyorlar, “Her şeyi yazıyorsunuz, her soruya cevap yetiştiriyorsunuz, her yere gidiyorsunuz, ancak hava kirliliğini ve önlenemeyişini gündeme taşımıyorsunuz, neden?” diye sormaktan geri kalmayan okurlara hak vermiyor değiliz.
Okur her zaman haklı. Onlara başımızın tacı, bizim velinimetimiz. Bizi uyaran, bize yol gösteren, bize konu malzemesi sunan okurlara boynumuz kıldan ince…
Evet, doğrudur, şehirde bir hava kirliliğinden söz etmek mümkün.
Bunu kendi aramızda da konuşuyoruz.
*
Kahramanmaraş, tarımı ile sanayisi ile toplumsal dinamikleri ile sağlıklı büyüyen biri kent.
Nüfusu 600 bini geçmiş, araç sayısı 200 binlere dayanmış, caddeleri, bulvarları kafi gelmeyen amiyane tabirle büyük bir köy!
Eyvallah!
Huzurlu, sakin ve yaşanabilir bir şehir. Buna da eyvallah! Ancak bu hava kirliliği gerçeğini gizleyemez, gözardı edemez, gözlerden uzak tutamaz!
Kaloriferlerin de yandığı şu soğuk kış günlerinde, üzerimize kâbus gibi sinen, çöken hava kirliliği konusunda yetkililerin ne yaptığını, ne düşündüğünü merak ediyor insan!
Bir tedbirleri, bir projeleri var mı kirliliği önleme konusunda!
Yok mu? Yazıklar olsun!
NOT: Bugün özel görüşmelerimin ardından, yarın ANKARA’da olabilirim.