Niyeti bağcıyı dövmek yerine üzüm yemek olan biz basın mensuplarının, bu şehre sorumluluğu varken, yazdıklarımızdan rahatsız olanlar çıkabilir.
Dedim ya, biz sizin istediğiniz, beklediğiniz uslu çocuklardan değiliz, olmayacağız. Tabi kendi adıma konuşuyorum, yazıyorum. Meslektaşlarım ne düşünür, ne yazar, kendi fikirleri, saygı duyarım. Çünkü herkesin bir yerlerden beklentisi varken, herkesin kendine has tarzı, yayın ilkesi varken, bize lahmacun yemek düşer!
Beşiriksiz, başarı hikâyesi yazamayan, oturduğu koltuğun hakkını veremeyen, aldığı maaşı hak edemeyen, bu şehre artı değerler katmayan her kim olursa olsun, eleştiri oklarımızdan kurtulamaz, kurtulamayacaktır.
Bürokrat olur, siyasetçi olur, işadamı olur, sivil toplum kuruluş kanaat önderi olur veya belediye başkanı olur, fark etmez!
Hedef olmaktan kurtulamaz, kurtulamayacaklar!
Kızsalar da, küfretseler de, öfkeden deliye dönseler, çılgına çevrilseler de, bizi doğru bildiğimiz yoldan kimse çeviremez, alıkoyamaz!
Ha, bu bir diklenme değil, başkaldırı değil. Bizim yayın ilkemiz, politikamız.
Şu da var, biz birilerini eleştirmek için, yerden yere çalmak için özel çaba da harcamıyoruz, öyle bir niyetimiz de yok, olmadı, olmayacak. Çok da heveslisi değiliz.
Ama yanlışa yanlış, eğriye eğri, doğruya doğru demekten de vaz geçmeyeceğiz!
*
Aklıma geldi diye yazıyorum, bizim Kale’miz vardı. Hani şu muhalefetin dahi diline doladığı, açıldı açılacak, yenilendi yenileniyor diyen tarihi kalemiz ne alemde?
Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Hayrettin Güngör’e öneri olarak sunsam acaba ne der, kabul eder mi? Mesela basın mensuplarını bir Kale’ye götürse, bize Kale’yi anlatsa, son halini ve neler yapıldığını, gelinen noktayı vs…
Biz de bilgilenmiş olurduk. Bu öğrendiklerimizi kamuoyu ile paylaşsak, iyi olmaz mı? Başkan sayın Hayrettin Güngör’ün bu öneriye sıcak bakacağını düşünüyorum. Bakın iyimser tarafından yaklaşıyorum meseleye, olaya… Yoksa Başkan sayın Güngör, ‘Bırakın kaleyi maleyi, şimdi onunla uğraşacak vaktim yok!’ deyip önerimizi duymazdan mı edecek, bilemiyoruz.
Aklından geçen ne?
*
Mesela batı köylerine gerçekleşecek ve ulaşımı rahatlatacak, kolaylaştıracak, mesafeyi kısaltacak köprü ne aşamada? Bu konuda bizi bilgilendirse…
Billboardlara verdiği ilanda görüyoruz ancak, Tekke’nin kentsel dönüşümünün akıbetini merak ediyoruz. Herkes merak ederken, şu ekonomik darlıkta Başkan sayın Güngör acaba şimdi TEKKE için ne düşünüyor?
Tarihi doku gün yüzüne çıkacaktı. Yine billboardlara verdiği ilandan anlıyoruz ki, Kahramanmaraş tarihi bir kent. Bu kentin dokusu, kokusu ve rengi var. Kadim bir şehir. Tarihi doku derken neyi kast etmişti acaba? Bakın, artık havalarda ısınmaya başladı, artık şu tarihi doku gün yüzüne çıksın, yoksa kışa şunun şurasında kaç ay kaldı ki…
Tarihi doku billboardlarda saklı ve ekşi bir hatıra olarak kalmasın, durmasın artık!
*
Sarayaltı bilmece, bulmaca gibi. Geç klınmış olsa da isabetli bir hizmet ve düşünce@proje olduğuna inandığımız Sayın Fatih Erkoç döneminde Trabzon Bulvarına alternatif yol olarak düşünülerek genişletme adına istimlak çalışmaları başlamıştı, öyle duruyor. Böyle çirkin görüntü halinde duracak, kalacak mı, yoksa Allah muhafaza Trabzon bulvarının başına bir hal gelirse, şehir trafiği Sarayaltına mecbur ve mahkûm kalacak mı?
Bu haliyle?
Bu çirkin ve sevimsiz görüntüsüyle.
Aklın dili olan kalemi bükme, kırma zamanı değil zaman.
Devam ederiz.