Ve bulundukları ortamdaki samimiyetlerine… Zaten davasında, vefasında samimi değilse bir insan, bırak yakasını çeksin gitsin. Partili olup olmaması önemli değil. Kadın erkek olup olmaması da…
Bir kimliği varsa, mesele yok.
Bu topraklarda herkesin bir rakibi, herkesin bir alternatifi, herkesin bir dostu düşmanı varken, kardeş kardeşe çelme takıp, iş ortakları bile birbirinin gözünü oymak için zaman ve fırsat kollarken, evladın babaya, babanın evlatlara güveni de kalmayınca, insanlar kimin ipi ile kuyuya inilmeyeceği konusunda çekimser, karamsar.
Aslında biliyorlar da, söyleyemiyorlar, yazamıyorlar.
*
Yine zor işi bana ihale ettiniz, bana bıraktınız, benim üzerime yıktınız. Ben sordum, cevabını da ben vereyim isterseniz.
Sizde ya cesaret yok, ya cesaret… Yazın! Neden korkuyorsunuz ki… Her işte öyle, cesaret başlamanın hammaddesi.
Duygularınızı, düşüncelerinizi yazmaktan imtina etmeyin, korkmayın!
Korkarsanız daha çok üstünüze gelirler. Tırstığınızı, çekindiğinizi, kaçacak delik aradığınızı zannedenler, daha çok üzerinize geleceklerdir. Emin olun buna!
Siyasilerin ipi ile kuyuya inilmez mesela…
Örnek isterseniz, yakın tarihe bir göz atın, olanları, gelen-gidenleri, gecenin geç saatlerine kadar konuşulanları, ortaya atılan isimleri bir gözünüzün önüne getirin, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
*
Bakın, haberleri dinleyin, sosyal medyadaki gelişmeleri takip edin, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacağınızdan eminim.
İttifakların bini bir para…
O ona geçiyor, öteki berikine kucak açıyor, bir diğeri başkasına gülücükler atıyor, beklenti içinde olanlar da ikbal gördükleri partilere, liderlere göz kırpıyor, yeşil ışık yakıyor.
Siyasetin cılkı çıktı.
Geçen geçene, kaçan kaçana…
Şimdi ‘siyasetçilerin ipi ile kuyuya inilmez!’ dediysem de, sadece siyasilere haksızlık etmiş olurum. Riyakarların, yalancıların, iftiracıların, kumpasçıların, davasına, geleneğine ihanet edenlerin ipi ile kuyuya inilmez.
Vatanını seveceksin, milletini seveceksin, bayrağını seveceksin, aileni, aşını, işini, eşini seveceksin.
Sadakati, vefayı bileceksin. Bilmiyorsan hadi, baka kapıya!