2015-04-04 12:36:08

Kınalı Hasan...

Editör

04 Nisan 2015, 12:36

  

Yüzbaşı Sami Bey, talimlerine başlamadan önce, birliğine yeni katılan askerleri ile tanışmak ve sohbet etmek ister ve dolaşmaya başlar. Askerler arasında dolaşırken, Hasan'ın başındaki sarı kına dikkatini çeker. Hasan'a bunun ne manaya geldiğini, ne olduğunu sorduğunda Hasan utanır, üzülür ve komutanına şunu söyler:

"Komutanım, buraya geleceğim vakit anam yaktı bu kınayı. Ben de ne diye sormadım!"

Komutan Sırrı Bey,  "Öyleyse bir mektup yaz da sor bakalım, biz de öğrenmiş olalım. Bu kınanın sırrı nedir?" der.

Talime yeni başlayan Hasan, "Ben yazı yazmasını bilmem ki komutanım" cevabını verir.

Sırrı Bey de, "Öyleyse sen söyle, bölük yazıcısı yazsın köyüne mektubu. Bakalım ne cevap gelecek?"

Bölük yazıcısı Hasan'ın yanına gelir, Hasan söyler, o yazar.

"Anacığım, kumandanım saçımdaki kınayı sordu, ben bilemedim. Kınanın bir manası, yakılış sebebi varsa bana bildir, kumandanıma söyleyeyim!"

Mektup Yozgat yollarına çıkar, köye ne vakit varır bilinmez.

Aradan iki-üç ay geçer. Belki de daha fazla. Bir gün Yüzbaşı Sırrı Bey'in bölük karargâhına birkaç mektup ulaşmıştır. Yüzbaşı Sırrı Bey mektubu alarak okumaya başlar.

“Yavrum, Hasan'ım! Kınalı kuzum. Mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Köy katibi okudu, ben ağladım. Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel.

O senin babanın yarısıdır. Sakın ola yavrum kumandanının emrinden çıkma, önünden aykırı geçme, ateşe bas dese basasın yavrum. Kars'tan, Siirt'ten, Maraş'tan, Antep'ten arkadaşların olmuş. Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmişsiniz. Elbette böylesi yakışır yavrum. Onlar senin dünya ahret hakiki kardeşlerin, yoldaşlarındır. Sakın onları incitme yavrum. Sütümü sana helal etmem yoksa. Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum.

Bizim buralarda Allah için kurban seçilen koçların başına kına yakarlar, kına ile süslerler. Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için, seni vatan, millet ve Allah yolunda kurban olarak seçtim. O yüzden başını kınaladım"

Anan Hatçe...

Yüzbaşı, iki gözü iki çeşme mektubu okur. Sonra posta erini çağırır ve emrini verir; "Şu Yozgat'lı kınalı Hasan'ı bulun ve bana getirin! Mektubunu ona ben okuyacağım, onun okuması yoktu"

Çok geçmez posta eri geri döner:

"Kumandanım Hasan bir hafta önce Arıburnu'ndaki şiddetli muharebede Hak'ka yürümüş, ölmüş." cevabını verir.

Kumandan orada gözyaşlarına hâkim olamaz. Düşmanın onca gücüne rağmen Çanakkale'yi neden geçemediğini bir kez daha anlar.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.