Şimdilik bunlarla idare edin, dönünce icabına bakarız, kaldığımız yerden devam ederiz.
*
Kadının biri, 50 yaşından sonra kalp krizi geçirir ve hastaneye kaldırılır. Ameliyat masasında iken ve ölüme yakın halde iken Azrail'i tepesinde görür ve sorar:
'Benim saatim geldi mi?'
Azrail;
"Aslında evet ama...' der. 'Baktım tedavi görüyorsun, süreyi uzatıyorum; senin canını almam için daha 40 yıl, 2 ay ve 9 günün var!' cevabını verince kaybolur.
Kadın, narkozdan çıkıp kendine geldiğinde, 'Madem daha çok uzun ömrüm var, o halde genç görünmeliyim' diye düşünür ve estetik ameliyatı olmaya karar verir.
Bir sürü operasyon geçirir. Yüzünü gerdirir, botoks yaptırır, dudaklarını doldurur, karın yağlarını aldırır, göğüslerine silikon taktırır, bir de sarışın peruk taktırır ki, yeniden doğmuş gibi olur ve genç görünümsü bir kız haline gelir.
Son ameliyattan çıktıktan sonra, gönül huzuru içinde evine gitmek üzere caddeden karşıya geçerken, bir araç çarpar ve ölür.
Kendisine tekrar görünen Azrail'e sitem eder ve sorar; 'Hani 40 seneden fazla yaşayacağımı söylemiştin. Neden o zaman aracın bana çarpmasına engel olmadın?'
Azrail ona bakar, bakar ve şunu söyler; 'Kız Allah canını almasın e mi, o kadar değişmişsin ki, vallahi tanıyamadım!'
*
Ecel vakti geldiyse, yapılacak bir şey yok.
Allah herkese hayırlı ölümler nasip etsin!