İşin ilk müteahhitten alınıp başkasına verilmesiydi, mahkeme kararıydı, sürücülerin çektiği işkenceydi, gelip geçenlerin bir anlam veremedikleriydi derken, KSÜ Kavşağı sürüncemede, öylece duruyor.
Ne başladığı belli, ne bir çivi çakıldığı. Süs biberi desen yakışmıyor, günah gibi, suç abidesi gibi ortada durunca, kimse çıkıp da bir açıklama da yapmayınca, (İdris Tezcan hariç) her kafadan bir ses çıkması kaçınılmaz oluyor. Biz ‘her işimiz mahkemelik’ dediğimiz zaman kötü oluyorduk, zaman bizi haklı çıkartınca, ‘sen büyük gazetecisin!’
Değil… Bizim öyle bir iddiamız yok.
*
Karayolları sesini çıkartmıyor, siyasi irade bu meselede suskunluğunu koruyor, müteahhit kim, üstlenen kim belli değilken, vatandaş da “Bizim işimiz Allah’a kalmış!” demekten kendini alamıyor.
Kısaca bu işte zaman durdu arkadaşlar.
Sahi soruyorum, her işi Allah’a havale ettikten sonra, siz ne işe yarıyorsunuz?
İş yarım kalırsa, sürüm sürüm sürünürse, savsaklanırsa suçlu ya Karayolları oluyor, ya müteahhit.
Eeeee, siyasiler sütten çıkmış ak kaşık, hiç onların suçu, günahı olur mu şekerim!