Türkiye ve onun bir parçası Kahramanmaraş, hassas bir dönemden geçiyor. Bu dönemde, mesleği ve kariyeri ne olursa olsun, herkes söylediğine, yazdığına dikkat etmeli.
Çünkü demokrasi az kalsın elden gidiyor, sekteye uğruyordu. Bereket versin güçlü devlet hainlerin emellerine ulaşmasına meydan vermedi.
Vatandaş çok duyarlı hareket etti, sokaklara, meydanlara indi. Vatandaş milli iradeye sahip çıkarken, şerefsizleri, hainleri de lanetlemekten geri kalmadı.
Bir gurup kendini bilmez, haddini bilmez, darbe heveslisi soysuz ve vatan haini, ülkenin temeline dinamit atmaya kalkıştı.
Çok şükür ki darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Şunu diyorum, bir dönemler darbelerle ezanlara susturulmuştu.
Şimdi darbe girişiminin yaşandığı gece selalar ve ezanlar hiç susmadı.
Demem o ki, ezanlar darbelerden intikamını aldı.
Darbe girişimleri ezanı susturmaya kâfi gelmedi. Gelemeyecek de…
Çok şükür, çok şükür!
*
Bu arada, duyarlı sivil toplum kuruluşları ve işadamları da ardı ardına açıklamalar yaptılar. Tepkilerini ortaya koydular, demokrasiye sahip çıktılar. Demokrasinin yanında, hükümetin yanında, milletin yanında olduklarını beyan ederek, darbe girişimi ile demokrasiyi sekteye uğratmaya çalışanlara en ağır cezaların verilmesi gerektiğini ileri sürdüler.
Kimdi bunlar?
Başta Kemal Karaküçük. Ticaret ve Sanayi Odası eski başkanı, sahibi olduğu MEM Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı. Her zamanki hassaslığı ve duyarlılığı ile terörü, darbe heveslilerini kınadı, lanetledi. Karaküçük şöyle diyordu; “Bu kirli ve kanlı girişimde hayatlarını kaybeden demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, başta aileleri olmak üzere tüm milletimize başsağlığı diliyor, yaralanan demokrasi gazilerimize de acil şifalar temenni ediyoruz.
Eli silahlı darbecilere karşı demokrasi iççin nöbet tutan ve yüreğini ortaya koyan aziz milletimiz başta olmak üzere, kahraman Emniyet Teşkilatımıza ve Türk silahlı Kuvvetlerinin onurlu personeline en içten şükranlarımızı sunuyoruz.
Türkiye’nin gelişmesi için tek yol demokrasi yoludur. MEM Tekstil ailesi olarak, demokrasimizin neferleriyiz, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakanımız sayın Binali Yıldırım’ın ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin, hükümetimizin ve devletimizin yanındayız.
İkinci Kurtuluş Savaşı destanını yazanları saygı ile selamlıyoruz. Darbe girişiminde bulunan hainlerin en ağır ceza ile cezalandırılmasını bekliyoruz”
*
Mustafa Kıraç, inşaat sektörünün parlayan yıldızı olunca, hakkında birtakım asılsız iddialar ortaya attılar. Kim attı, neden attı, bilinmiyor iken, bir takım suçlamaları, iddiaları etiket gibi yakasına yapıştırıverdiler. Kıraç, prestijli firmaları yıpratmak adına ortaya atılan iddialara şu karşılığı verdi. “Bu tür karalama kampanyalarının Kıraç olarak tüm birimleri, tüm çalışanları tüm değerli müşterilerimizi ve her şeyden önce şirketimizin muteber geçmişi için kabul edilemez, üstü örtülemez ve peşi bırakılamaz bir olay olduğu herkesçe bilinmelidir. Vesselam ekonomik krizi fırsata çevirerek firmaları yıpratmak teröre verilmiş bir fırsattır. Ekonomik olarak dar bir süreçten geçmek adı üstünde bir süreçtir. Biz vizyonlu bir firma olarak memlekete çok güzel imzalar attık ve yeni hizmetler yapmak için de çok güzide anlaşmalara imzalar attık. Krize inat, fitneye inat, inadına yatırım inadına istihdam diyor ve yolumuza devam ediyoruz.
Şehri güzidem Kahramanmaraş’ın bir evladı olmaktan gurur duyuyorum. Şehre yakışır projelere imzalar atarak "DURMAK YOK YOLA DEVAM" diyorum. Zerre-i miktar kadar bir hatam oluşmuş bir müşterim varsa gerekeni ziyadesiyle yapmayı taahhüt ediyor ve hatamı bilmek istiyorum”
Kıraç, söz konusu iddia sahipleri ile muhatabın da Cumhuriyet Başsavcılığı olduğuna vurgu yapmadan geçemiyor.
*
Tabi bir söz var öteden beri söylenen, ‘kurt dumanlı havayı severmiş…’ herkes bilerek ya da bilmeyerek birilerine çamur atmaya kalkışıyorken, kurtlar, çakal sürüsü, hükümeti devirmeye, ülkeyi ele geçirmeye çalışsa da, emellerine ulaşamayacaklarını anladılar. Çünkü darbe girişimi başarılı bir şekilde püskürtüldü.
Sözün özü şu; Dürüst, vatanını-milletini seven İnsanları, firmaları yıpratmak ülkeye, şehrimize büyük zarar verecek. Bu böyle biline…