Bu kaçıncı yazı vallahi sayısını unuttum. Dikkat ediyorum, inşaat sektörü ve kaptı-kaçtıcı sözde müteahhitler, kentsel uzmanı diye ortalıkta cirit atan hırsızlar için daha ne kadar yazı yazarım, bilmiyorum.
Sıkıntılı ve zor günler geçiren inşaat sektörüne ilişkini yazılar yazarken, şehrimizdeki bazı inşaat firmalarına yönelik iddialar, dedikodular hiç hoş değil. İflas erteleme hareketleri, battılar, kaçtılar, iflas ettiler, tükendiler gibi hem sektörün kendisine, hem de alt sektöre zarar veren bu tür konuşmalar, yazılar ve haberlerden konut edinmek isteyenler de etkileniyor.
Olumsuz şekilde…
*
Bizim memlekette de böyle üçkâğıtçılar var mı, yok bu bilmiyorum da (zannetmiyorum) bu aslında eski bir dolandırıcılık şekli.
Kendini uyanık, âlemi sersem, ahmak ve enayi yerine koyana sözde uyanık kimseler, maket üzerinden daire satıp, özellikle fakir ve dar gelirli ailelere hitap ettiğini söyleyerek, 40-45 bin lira gibi su parasına konut kakaladığını zannedenler, garibanların, konuta ihtiyaç duyanların umutlarını çaldıklarını bilseler, biraz da Allah korkusu taşısalar bunu yapmazlardı.
Ama insanların umutlarını çalanlar, dini duygularını sömürenler, üstelik de konutlarına, projelerine veya sitelerinin isimlerinin başına ‘AK…’ ekleyen, siyasi bir partiyle irtibatlandırarak, siyasi iradeyi kalkan yaparak, istismar ederek haksız kazanç elde eden düzenbazlar, sadece kendilerini kandırırlar.
Allah’ı değil.
*
Dini ticarete alet ve istismar ederek, sözüm ona ticari itibar sağladığını zanneden ahlaksızlara ne denir bilmem de, benim söyleyeceğim cümle şu:
Allah belanızı versin!