Mali müşavirler, muhalefet ve KAMMİYAD

Sanki şu birkaç gündür kent merkezinde gündemde artış var.

Televizyon yayınları,  gazeteci arkadaşların yorum ve değerlendirmeleri, meclisin tatile girmesiyle şehrimize dönen vekiller, yerel seçim hazırlıkları bile erken başlamışken, biz bugün lafı eğip bükmeden, dolaştırmadan mali müşavirler camiasında yaşananlara değinelim istedik.

Kentimizde, sektör bazında kurulan sivil toplum kuruluşlarına bir yenesi daha eklendi, son günlerde Türkiye’deki gelişmelere bakıldığında, Türkiye’nin mesleki olarak kabuk değiştiğini  gören ve inanan bir gurup Kahramanmaraşlı serbest muhasebeci mali müşavir, kısa adı KAMMİYAD olan Kahramanmaraş  Mali  Müşavirler ve Muhasebeciler Derneğini kurdu.

Geçici yönetim kurulu başkanı sıfatıyla 4 Temmuz günü, Kervan Pastanesinde bir basın toplantısı düzenleyen Bilal Odunkıran, 3568 sayılı yasa ile ruhsat almış ve ruhsat alacak kolan gönüllü sivil toplumu benimsemiş kişileri olarak Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren meslek mensupları ve adaylarını bir çatı altında toplamak amacıyla bu derneği kurduklarını söyledi.

*

Bizim kimseye yaranmak, ya da birilerini zem etmek gibi kaygımız yok. bize ekimse dayatma da yapmadı, yapamaz da…

Yazılarımıza, eleştirilerimize gülüp geçenlerin de canı sağ olsun!

*

Sevgili başkan Odunkıran, aynı zamanda da köşe yazarı ve halen de BBP Partisi İl Başkanı.

Odunkıran, kurucu 7 arkadaşı ile yola çıktıklarını, ilerleyen günlerde bu sayıyı artıracaklarını belirterek, amaçlarının derneklerine ister üye olsun, ister üye olmasın,  tüzüklerinde de belirtildiği üzere meslektaşları arasında dayanışma ve kaynaştırmayı geliştirmek olduğunu belirterek; “Biz meslek mensupları, bu kabuk değişimine ayak uydurmamız ve yakından takip etmemiz gerekmektedir. Bundan sonraki çalışmalarımız ve yapacaklarımız derneğimizin bir ihtiyaç mı, yoksa değil mi sorusunun cevabını kamuoyu verecektir.” dedi.

Sayın Odunkıran lokomotif olacağını söyledi. 7 kişiyle mi?

Ben de onu sordum, “Herhalde 7 kişiyle ihtilal yapacak haliniz yok!” diye…

*

Ancak açık sözlülüğü, cesur çıkışları, meselelere farklı yaklaşımı ilerisi için ümid verir mi, bilemem. Örneğin; derneği kurarken TÜRMOB’u aradığında,  fırça yediğini başkasından duysam inanmazdım.

Bu kadar açık sözlülük de fazla.

Sonra, meslektaşlarını şikâyet eden yegane isim oluşu da dikkat çeken bir başka husus. Ama şunu sorgulamak lazım, bu sektörde 500’ün üstünde insan var. Acaba sorun şikâyet edende mi, edilenlerde mi?

Bunu sorgulamak lazım.

*

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının setçimi Mayıs 2013’te. Yani muhalefet eden gurubun 11 ay sonra ortaya çıkışı, seslerini yükseltişi ile, bu derneğin akabinde kuruluş olması, insana manidar geliyor.

Tesadüf mü, tevafuk mu? Bu soruyu soran da Ali Avgın isimli dostumuz oldu ki, o da kendi meslektaşları.

*

Yine yazıyorum, yine söylüyorum, Halit Alcı’nın bana kırılmasına, küsmesine, gönül koymasına gerek yok. Yazımı okuyunca gülüp geçmesini de normal karşılasam da, o gün söylediklerini de yazdım köşemde.

Hak verdiğim yanları da oldu. Tek isteklerinin birlikte çalışmak olduğunu söylediğinde, bunu cümlelerle haklılık payına ekleyen bendim.

Sonra, birilerine yaranmak gibi niyetim yok. Öyle bir d üşünce olsam, evvela senelerdir tanıdığım Hüseyin Gürbak’a, hısımım dediğim Halit Alcı’ya yamanırım.

*

Lakin kimse yürüyen atın başına vurmasın, dönen çarka teker sokmasın, tarlaya mayın döşemesin! Gün gelir, o döşediğiniz mayınlara basar, giden siz olursunuz!

Bütün mesele listeye girmek, söz sahibi olmak, varlığını hissettirmek ise, gider konuşursunuz, diyalogla bu meseleyi çözersiniz.

Bütün mesele taşeronluğu degil,mütahhitliği tercih etmek ve başarmak.
Mütahhitlerin yanında taşeronların esamesi okunmuyor.

Bana kimse kırılmasın, gönül koymasın. Hepimiz de bu gemideyiz. Yarın yine karşı karşıya  gelecek, birbirimizin çayını içip yine birbirimizin haberini yapacağız.

Kimsenin kimseye bir üstünlüğü yok.

Çünkü Maraş öyle sandığınız kadar da büyük şehir değil ve kimse kimseye de uzak hiç değil.

Hatırlatırım!