Vallahi varmış ki, sevgili Sırrıberk Arslan tutmuş, yaklaşık 15gün önce, sabah-Güney ekinde bir hikâyeden yola çıkarak kurt gazetecilerin hem gününü kutlamış, hem de birilerine göndermede bulunmuş, açıkçası mesaj vermiş, meydan okumuş adeta.
Benim bildiğim kurt gazeteci diye usta gazeteciye derler. Hani kurt dumanlı havayı sever ya, kurt gazeteciler tecrübeli olurlar, havayı iyi koklarlar, haberin kralını yaparlar. Cevval, gözünü budaktan sakınmayan, ezber bozan, tecrübe küpü, yazdıklarıyla olay yaratan, bilgi ve birikimi ile her hareketiyle takdir edilen, yazınca, haber servis edince yer yerinden oynatan, yazınca fincancı katırlarını ürküten, millete rahat uyku uyutmayan…
O nedenle, bir yerde söz edildiğinde, ‘O kurt gazeteci, ondan bir şey kaçmaz!’ derler.
Şu Sırrı ömür adam valla, nereden bulur böyle hikâyeleri, fıkraları.
*
Burada hikâyeye girmeyeceğim.
Girersem, altını üstüne getirirsem, cıngar çıkar. Birileri diken üstünde iken, islim üzerinde durmaya çalışırken, kalkıp da gazetecilerin arasını açmak gibi bir ne derdim var, ne gayretim.
Hepsi de aslan gibi arkadaşlarım, hepsi de birbirinden değerli gazeteci dostlarım.
Herhalde cemiyet başkanlığı meselesi son günlerde biraz ayyuka çıktı, yenileri kuruldu ya, ondan olsa gerek, acar gazeteci Sırrıberk de bu meseleye ilişkin mizahi yazısını döşenmiş.
Yazıda espri var, gırgır, şamata var, ama ince ayar da var.
Sevgili Arslan ayar vermeyi iyi bilir.
*
Dedim ya, amacım, tüm meselem, bütün kaygım, gazeteci arkadaşlarımın arasını açmak değil, biraz şu soğuk günde size sıcak bir gülücük saçmak.
Hepsi bu…
Başka kaygım, niyetim varsa, Allah şuradan alıp şuraya götürmeyi nasip etmesin!
Evet, bugünlük bu kadar.
Yoksa, bilirsiniz bu meselede çok yazı yazardım da, oyunbozanlık etmek, nifak tohumları saçmak işime gelmez, hoş yeri ve zamanı da değil.
Bütün gazeteci arkadaşlarımı öpüyorum, başarılar diliyorum.
Hepsi de aslan gibi çocuklar!
*
Niyetim sizi biraz gülümsetmekti.
Hadi gülsene gız!