Şimdi sevgili Akpınar’ın bir kere daha şansını deneyeceğini, bu yarışta bir kere daha varım diyeceğini sanmıyorum.
Neyse… Kim aday olur, kim bir kere daha şansını denemek ister, burası er meydanı, kendine güvenen çıkar, medeni cesaretini ortaya koyar, yarışır, kazanır ya da kaybeder, bunlar olağan şeyler. Siyasetin ruhunda var bunlar. Olmak ya da olmamak…
*
Arası çok sürmedi, Yüksek Seçim Kurulu, bazı usulsüzlüklerin döndüğü iddiası ile MHP il kongresini iptal etti ve 9 Temmuz’u yeni takvim olarak belirledi.
Şimdi Süleyman Öner yeniden yarışa girecek, bu kez herkesin ciddi ölçüde seçimi kazanır dediği Ömer Özkan, bir kere daha delegelerden oy isteyecek.
Edindiğim bilgiye bakılırsa, 472 delege oy kullanacak. Bu sayı daha önce 618 idi.
Ömer Özkan, geçmişte, ki mevcut parti binasını partiye kazandıran isimdi. İktidar partisi dahi kirada otururken, her ay dünyanın parasını kira bedeli olarak öderken, muhalefet CHP ve MHP kendi binalarında siyasi faaliyetlerini sürdürüyorlar.
AK Parti neden bir bina satın almaz, istese alabilecek güçte, her türlü desteği de alarak iş aleminden, ama yanaşmıyorlarsa, bir bildikleri vardır mutlaka.
*
Neyse… Mesele Ömer Özkan. Geçmişte merkez ilçe başkanı iken, basın açıklaması yaptığında iktidarı titretir, başkanların uykusunu kaçırır, fincancı katırlarını ürkütürdü. Bilgili ve belgeli konuşurdu. Buna rağmen, tabanda bugün için dahi sevgili Özkan’a tepki, kişisel sebeplerden ötürü bir ‘istemezük’ yatıyorsa da, bugün için ibrenin ve şans faktörünün Ömer Özkan’dan yana olduğunu söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Ömer Özkan basın ile sıkı fıkı olan bir siyasetçi, işadamı. Oysa Süleyman Öner hiç de öyle değil. Yapısından olsa gerek, basından uzak durmayı yeğliyor. Şu yaklaşık 2 sene içinde, çok şey yaşandı ülkede, şehirde, bir tek basın açıklaması dahi yapmaktan imtina etti. Hoş çağırsa bile gidecek bir-iki basın mensubundan başka toplantısına rağbet eden çıkmadı, (kendi partilileri dahil) çıkmaz da… Çünkü etik olmadığı halde basın mensuplarını kırdı, üzdü, azarlamaya çalıştı.
Ve de hiçbir gazeteci, kimsenin babasının uşağı, hamalı, kiralık kalemi değil iken…
İki ay önceki adaylık sürecinde yaptığı basın açıklaması hariç… Şu da var, AK Parti Öner’in kazanmasını ister, çünkü daha uyumlu, daha mülayim, daha mütedeyyin bir yapısı var. Uzlaşmacı tarafı ağır basıyor iken hele…
*
Neyse de…
Her iki güçlü adayın artıları ve eksileri var. Avantajları var, dezavantajları varken, bize düşen her iki adaya da başarılar dilemek.
Şunun şurasında 9 Temmuz’a sayılı günler kaldı. 10 gün sonra dananın kuyruğu kopacak, güreşen iki pehlivandan biri galip gelirken, biri yıkılacak. Çünkü sistem bu, değişmez kural bu…
Bakalım, kim galip gelecek, kim sırt üstüyken yıldızları sayacak.
Yineliyorum, halen 2 güçlü aday gözüküyor. Başka aday çıkar mı bilemem de, 9 Temmuz’da kazanan Kahramanmaraş olsun, milliyetçi ve ülkücü camia olsun!