Eski başkanımız, bildiğim kadarıyla kul hakkına önem verir. İnançlı, mütedeyyin, ki kendisi de söyler, belediyenin delikli kuruşuna helal getirmeyen ve bu şehirde 12 yıl belediye başkanlığı yapan bir isim. Ha, aza hizmet verdi, çok verdi, bu tartışılır. Herkes hergün birilerini bir şekilde tartışmıyor, eleştirmiyor mu?
Bu konuda hemfikiriz. Bizim bilmediğimiz varsa, öte tarafta hesabını versin!
*
Günlük yaşamda, hepimizin de bir şekilde ve de çeşitli nedenlerle birilerine kırıldığımız, gönül koyduğumuz olmuyor değil.
Ya siyasetçi basın ilişkilerinde, ya siyasetçi-iş dünyası ilişkilerinde, ya ortaklıkta, ya da yerel yönetimlerde, insanların gerildiği, birilerine gönül koyduğu, kırıldığı anlar oluyorken, bazı hallerde bunu açığa çıkardığımız ve o kişiye kırıldığımızı belli eder, fırsat bulursak da bir ortamda ‘ben ona, ya da onlara hakkımı helal etmiyorum’ diyebiliyoruz.
Lakin bir de öbür cepheden bakmak gerek, bizim hakkımızı helal etmediğimiz kişi ya da kimseler, acaba bizim için ne düşünüyor, bize hakkını helal ediyor mu?
Oda var yani…
*
Mustafa Poyraz, 12 senelik belediye başkanlığı döneminde, her zaman dedim, derim, dostunu düşmanını bilemedi.
Konuşurken, insanların yüzüne bakmadı, ellerini sıkarken sırtını döndü, halkın arasına inmedi, partiden ve Ankara’dan da kopuk olunca, hayal ettiği büyükşehir belediye başkanlığı da suya düşmüştü. Neyse, o faslı geçiyorum.
Tamam, biz birilerine hakkımızı helal etmiyoruz ama adama sormazlar mı; ‘İyi güzelsin de, sen sütten çıkmış ak kaşık mısın, senin hiç kusurun yok mu?’
Kimse peygamber soyundan gelmedi. İnsanız, beşeriz şaşarız. Hepimizin de hataları olmuştur, olacaktır ki, neticede insanız.
Sayın Poyraz da birilerine (özellikle 3 kişiye) hakkını helal etmiyorum derken, biraz da aynayı kendine çevirmelidir.
*
Şimdi başlıktaki soruya gelelim; Poyraz kime veya kimlere hakkını helal etmedi?
Söylediği, dillendirdiği üç isim.
Onu da siz bulun!
*
Ancaaaaaakkkkk….
Bir da vatandaşa sormak lazım, acaba onlar sayın Poyraz’a haklarını helal ettiler mi?