Bu şehirde değil sadece, her yerde, ayağına taş değen belediye başkanına hakaret eder, ya da karşısına çıkıp ‘ayağıma taş değdi, ayakkabım zarar gördü!” diyerek hasar tazmini ister, baştan savılırsa söylemediğini bırakmaz.
Ayak bastığı yeri bilmeyenler de, önüne gelen de yerel yöneticiyi yerden yere çalar. Çünkü, bu şehirde eleştirilecek isimlerin başında gelir belediye başkanı.
İlan vermediyse, abone olmadıysa, ya da çıkarlarına alet olmadıysa, belediye başkanı hakaret edilecek isimlerin başında gelir.
Evinin önüne asfalt dökülmediyse, park yapılmadıysa, dolmuş durağı konmadıysa, oğlunu ya da kızını belediyede işe almadıysa, istimlâk bedeli kendi ölçeğinde tatmin edici bulunmadıysa, halk otobüsü veya dolmuş beklediği dakikada gelmediyse, vur abalıya misali, yerden yere vurulacak, çalınacak yegâne isim belediye başkanıdır bu şehirde.
*
Kaç gündür yazılıyor, Belediye Başkanı sayın Mustafa Poyraz hakkında… Bir zamanlar Başkan Poyraz’ı adeta ilahlaştıranlar, bugün arkasından demediğini bırakmıyor, yazılarıyla da…
Tabi herkesin kendi düşüncesi, saygı duyarım.
Yine diyorum, yine iddia ediyorum, Poyraz küllümün hasarat biri değil.
Eksiklikleri tabi ki var. Bunları da yazdık gazetemizde-sitemizde, söyledik sağda solda ve de televizyonda.
Yine yazar, yine söyleriz.
Doğruları yazmamıza kimse mani olamaz, olamayacak!
*
Biz Poyraz’a övgüler yağdırırken, onu ilahlaştırmadık, yıldızların üzerine taşımadık, heykelini dikecek kadar kutsal saymadık, yere göğe sığdıramayacak derecede bulunmaz hind kumaşı yerine koymadık.
Yeri geldi başarılarından, hizmetlerinden ötürü başımıza taç ettik, yeri geldi, eleştirdik.
Ne yanlı davrandık, ne yandaş olduk, ne canım canım bağrımıza bastık.
Mesafeli olduk, kendi düşüncemizle, doğru yolda olduğumuza inandık.
*
Son olarak, ben yazana, söyleyene değil, yazdırana, söyletene bakarım!
El insaf yani…
Bir son söz daha; Şayet Poyraz’a kurşun sıkılacaksa, ilk kurşunu hiç günahı olmayan atsın!