2015-12-15 14:47:06

Ne olacak bu taşeron işçilerin hali?

Editör

15 Aralık 2015, 14:47

  

"Be kardeşim sen de amma bir hoşsun ha! Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu 1 Kasım seçimleri öncesi söylemedi mi, taşeron işçilere kadro verilecek demedi mi? Hal böyle iken, daha neyin derdinde,  peşindesin!" diyenlere tabi ki cevabım var.

Tabi ki sayın başbakanın sözü üstüne söz haddimiz değil. Zaten kamuda çalışan taşeron işçileri uzun zamandır bu müjdeyi bekliyorlardı. Bu müjde ile çalışma şartları ve gelecekleri garanti altına alınacak, maaşları artmış olarak daha verimli olacaklardı.

Kamu kurumlarında çalışan personelin yüzde sekseni taşeron işçi sınıfında. Taşeron şirketler kanalı ile özellikle belediyelere kapağı atanlar, (her ne kadar şehrimizde faaliyet gösteren taşeron şirketlerinin yarıdan  fazlası dışarıdan gelme ama olsun!) kendilerini güvence altına alacak yasa ile rahat hissedecekler. Daha huzurlu olacaklar, işten atılma kaygıları da olmayacağı için yarınlarından emin olacaklar. Tabi bu müjde taşeron işçileri sevindirdi, umutlandırdı, heyecanlandırdı.

*

Tamam da, kulaktan kulağa yayılıyor, kadro herkese değil, kilit noktalarda çalışanlar, verimli olanlara verilecek. Aslında doğru bir yaklaşım. Hiçbir yeteneği, tecrübesi, eğitimi olmayanlar ile senelerdir dirsek çürütmüş, üstelik yabancı dil de bilen taşeron işçiler arasında fark olmalı.

Hani kutsal sözdür, 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?'

Olmaz, olmayacak da...

Gönül ister ki kamuda çalışan tüm taşeron işçiler, kadroya geçsinler, yaşamları garanti altına alınsın. Tabi bu bir devlet politikası. Son gelen bilgilere ve sızan haberlere bakılırsa, öyle üç köfte yirmi beşe olmayacak.

*

Liyakat gözetilecek, eğitim ön planda tutulacak, başarı ve verimlilik terazinin kefesine konacak, hal ve gidiş yanında, performansı da dikkate alınarak, kadro verilecek, dağıtılacak, ihdas edilecek. Kadro verilecek, yaşam garanti altına girecek diye, onu bunu devreye sokarak işe girenler, ertesi günü kadro hayali umabilir ama bu biraz da ham hayal olacağa benziyor.

Belli bir zaman dilimi dikkate alınırsa, performans ve liyakat ön planda tutulursa, bugün kamuyu dolduran yüzde seksen taşeron işçinin inanıyorum yüzde 50'si ancak kadroya geçebilecek gibi görünüyor.

Dedim ya, gönül ister ki hepsine de kadro verilsin. Lakin bu bir devlet politikası. Olur mu, olmaz mı, merkez bilir.

*

Kadrolar verilirken, adalet gözetilir, 'senin adamın, benim adamım' seviyesiz ve kayırmacılık kokan ilkesi kenara itilerek, hak edene, layık olana verilirse, hem çalışma barışı artar, hem de hakkaniyet ölçüsü ile adalet dağıtan iktidar, seçmenden, kendisine oy veren kitleden bir aferin daha alır.

Yok 'uzayan dal bizden olsun, gerisi ne olursa olsun!' mantığı ağır basacaksa, dağ fare doğurur. Aksi halde...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.