Bu şehir bizim. Sen ben yok, biz varız demesini biliyorsunuz. Birlikten beraberlikten dem vurup, ‘birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreç yaşıyoruz!’ demesini de akıl ediyorsunuz ama icraata ve siyasete gelince, birbirinizle didişmekten, birbirinizi boğazlamaktan, birbirinizin kuyusunu kazmaktan, birbirinizin yoluna mayın döşemekten, birbirinize belden aşağı vurmaktan geri kalmıyor, üstelik de yerlerde sürünen siyasetteki kaliteyi daha da dibe indiriyorsunuz.
Samimi olun, ciğerimi yiyin!
*
Halkı kandırmayın!
Yalan söylemeyin!
Yapmayacağınız şeyleri söyleyip, bizi keriz yerine koymayın! Sanmayın ki oylarımız sizin için çantada keklik, o kadar da uzun boylu değil.
Bana dokunana oy vereceğim.
Beni adam yerine koyana evet diyeceğim.
Teşkilatları geze geze adamları canından bezdirdiniz. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali, aynı adrese mektup yazıyor, aynı kahveye gidiyor, aynı teşkilata koşuyorsunuz. ‘Yeter yahu, ne çok geliyorlar!’ dedirtmeden halka inin, halka! Halka rağmen siyasetin olmayacağını biliyorsunuz da, gittiğiniz yer Trabzon Bulvarı… Kırsala gidin, varoş dediğimiz kenar mahallelere gidin! Ayağınız yere değsin, varsın ayakkabılarınız çamur olsun!
Boyacıya verecek paranız yoksa, gelin benden alın!
*
Basın mensuplarına gidin. İki üç dernek dışında kimin kapısını çaldınız? Bu derneklere üye olmayan, ama sapına kadar gazeteci kimliği ile kendini kanıtlamış arkadaşlarımız var, onlara bir ‘merhaba!’ demekten imtina mı ediyorsunuz.
Lafa gelince ‘güzide basın mensupları’ icraata gelince şinanay yavrum şinanay…
Yoksa il teşkilatınız sizi göndermiyor mu, programa aldırmıyor mu, vatandaş-gazeteci ile aranıza duvar mı ördüler de, hep aynı sinemaya gidiyorsunuz!
Ben zaten sizden şüpheleniyorum. Kendi partinize bile oy vermeyeceğinize kalıbımı bile basabilirim. Sırf X kazanmasın diye, sırf Y keyif alsın diye, sırf oylar düşsün de, birileri boyunun ölçüsünü alsın diye…
Aslında bütün niyetiniz, bütün aklınızdan geçen bu da, belli etmiyorsunuz. Saman altından su yürütüyor, karda geziyorsunuz da izinizi belli etmiyorsunuz.
C aday gösterilmedi, olmadı, B’ye de olmasın, kazanmasın!
*
Yahu, sizi sevmesem, elime kırılmaz zopa alır, Bahtiyar Yokuşu’na kadar kovalarım da, benden geçti.
Memleket için çalışın, projeleriniz varsa ki mutlaka vardır, olmalıdır. Oyunda oynaşta olacağınıza, ayak oyunlarının peşine düşeceğinize oy peşinde olun da, siyasetçi olduğunuzu hatırlayın!
Biz de…