Bu samimiyetsizliktir, bu vatandaşla, seçmenle dalga geçmektir, bu vatandaşın oy verme namusuna saldırıdır, bu seçmeni adam yerine koymamaktır.
Bu biz yaptık oldu bitti düz mantığının tezahürü olup, acizliktir.
Bu merkezi ciddiye almamaktır.
*
Bu ‘Sen bize oy ver, gerisine karışma! Senin görevin seçmen olarak sandığa gidip oy vermek. Biz istediğimizi istediğimiz yerden aday gösteririz!’ deme, siyaset samimiyetinin de ötesinde insanların duygularını, düşüncelerini ciddiye almamaktır.
‘Biz ne y aparsak doğrusunu yaparız!’ diyerek merkezdeki a kalite isimleri harcamaktır, by-pass edip önemsememektir.
Lafa gelince, oy istemek için kapıları çaldıklarında, elini uzatıp, ‘Ey benim kahraman şehrimin kahraman evladı, şeker kardeşim. Sütçü İmam’ın torunları, istiklal savaşının en yiğit insanları, istiklal madalyalı şehrimin güzel insanları…’ vıcık vıcık yağ kokan, içi doldurulmamış cümlelerle sahaya çıkana siyasiler, acaba bir ciddiyet ve güven testinden geçiyorlar mı?
*
Şimdi kalkıp isimlerini versem ayıp olur. Hepsi de şehrimin insanları, evlatları.
Hepsi de tanıdığımız insanlar.
Sevip sevmemek, oy verip vermemek de önemli değil de, insanın gücüne gidiyor.
Sen merkezi ciddiye alma, adam yerine koyma, burada siyaset yapan insanları by-pass eyle, aday listelerini belirlemeye gelince sıra, merkezi es geç, göz ardı et, unut ve ‘aman canım, ha ilçeden ha merkezden ne fark eder, maksat muhabbet olsun!’ dersen, 1 Kasım’daki seçimde, sandıkta alacağın cevabı görünce suratını ekşitme!
Ve de bana doğruluktan, dürüstlükten, adaletten söz etme!
Yemezler şekerim!