Geçen hafta ortalarında, gözbebeğimiz, gururumuz sayın Mahir Ünal aradı. Hal hatır faslından sonra, Yedikuyular’a gideceğini, orada basın mensupları ile sucuk-ekmek yiyeceğini duydum ya, takılı vereyim dedim, “Patron kim, masraflar senden ise gelirim” dedim.
Ne dedi biliyor musunuz? “Mehmet abi, bizde patron yok. İsim, kişi yok. Bizde patron AK Parti’dir…”
Diyecek söz bulamadım, kendi diliyle eyvallah gönderdim.
*
Düşündüm. Sahiden patron AK Parti mi?
Diğer partilerin esamesi okunmuyor mu? Güç kimde ise patron o mu olmalı? Ya da patronluğun kriterleri arasına başka neler giriyor, müsait bir ortam olduğunda, veya muhtemelen önümüzdeki günlerde, yine Ankara’da, yine makamında beni kabul ettiği bir günde bu sorunun cevabını almak isterim.
Ona kalacak olursa, bu şehirde herkes patron.
Kimi medya patronu!
Kimi paranın patronu!
Kimi makamın, gücün patronu!
Kimi servetin, malın mülkün patronu!
Kimi siyasetin patronu!
Kimi de düzgün kişiliğinin, karakterinin, şahsiyetinin patronu!
*
Bir yerde bir patron olur dedik ama bakın karşımıza kaç çeşit patron tipi çıktı.
Fakat sayın Mahir Ünal haklı. Her ne kadar kendisi gönüllerin patronu olsa da, tartışmasız, kesintisiz ve kayıtsız şartsız bu ülkede AK Parti, patronun ta kendisi.
Merhaba patron!