Pazar günü kendi saha ve seyircimiz önünde oynanan ve 1 – 2 kaybettiğimiz Pendik maçından sonra çıkan olaylar sebebiyle bir basın açıklaması yapan Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı, işadamı Fatih Ceyhan, taraftarın yürüyüşünü de değerlendirdi, “Olay şahsileştirildi, benim üzerime döndü. Hiç istenmeyen hadiseler yaşandı” dedi.
Aslında basın açıklamasına gitmeye niyetim yoktu. Zamanım da… Ancak sevgili Mustafa Aykır haber edip, arkasından da ısrar edince, “Fatih Başkan mutlaka gelmeni rica etti” deyince, işi gücü bıraktım, gittim. İyi ki de gitmişim.
Sevgili başkan Ceyhan’ı her zaman tebrik eden biriyim. Dar imkânlarla, dara kadro ile ancak bu kadar taşıyabildi. Daha ne kadar taşır, bilemem. Spora, bu şehre sevdalı bir isim Ceyhan, tabi ki olandan bitenden son derece üzgün.
*
Düzenlediği basın toplantısında, Pazar günü olanları tasvip etmesinin mümkün olmadığını belirtti sayın Ceyhan. Aslında yazılı bir basın açıklaması yapacağını, ancak sosyal medyada hakkında çıkana çirkin yazılar sebebiyle bunu bizzat basın mensuplarına söylemesinin daha doğru olduğunu belirterek, “Bir bilgi kirliliği yaşanacaktı. Bunu önlemek için huzurunuzdayım. Algı yönetimi yerine yüz yüze konuşmanın daha doğru olacağını düşündüm. Keşke o arkamdan konuşan, yazanlar da burada olsalardı” şeklinde sitemini gönderdi. Siteminde de haklı mıydı, belki…
*
Herkes biliyor…
3 senedir kendi imkânları ve gayreti ile takımı sırtladı, yaz ortasında 1,5 milyonluk transfer yasağının takımı ve kendilerini büyük sıkıntıya soktuğunu da bilmeyen yoktu bu şehirde. Neredeyse takım ligden çekilecekti. Çünkü borçları vardı, sıkıntılar peşini bırakmıyordu, ‘sahipsiz takım’ üniforması sırtına giydirilmişti bir kere, ama yılmadı, başta Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ve belli sayıdaki işadamlarının da içinde olduğu bir gurup tarafından problemleri çözdüklerini söyledi.
“kadro derinliğimiz yok!” diyordu açıklamasında. Mevcut şartlarda, mevcut imkânlarla bu kadardı. Ancak o futbolcularının yürekli, özverili ve karakterli bir duruş sergilediklerini de belirtmeden geçemiyor, hakkı teslim ediyordu.
*
Kendisi de söyledi. Ki herkes söyledi, konuştu, yazdı… Pendik’e yenilmememiz gerekiyordu, ama yenildik. Dünyanın sonu mu değil. Şu an 15 puandayız ve ilk yarının bitmesine 3 maçımız daha var. Kadro derinliğimiz yok. Dar bir kadromuz var. Buna rağmen, teknik heyeti ve futbolcularını tebrik eden kaç kulüp başkanı çıkar bu ülkede. Yenilgileri hakeme bağlamadı, bahanelere sığınmadı, futbolculara ve teknik yönetime mal etmedi. Aksine onlara sahip çıktı. Adam gibi, koç gibi çıktı basın huzuruna, oyuncularını kutladı, tebrik etti. “İmkan bulursak, şartlar elverirse devre arasında takıma takviyeyi düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.
Bu kadar basitti.
*
Söylediği bir gerçek vardı ki, herkes gibi bendeniz de bunun altına imzamı atardım.
Yenilgi dâhil, çıkan tatsızlıklardan sürekli kendini sorumlu tutan Ceyhan, şehrin kanaat önderlerini maça beklediklerini, aralarında görmek istediklerini ifade ederken, “Sağ olsun bir kere milletvekilimiz Celalettin Bey geldiler. Vali beyi, emniyet müdürümüzü, belediye başkanlarımızı yanımızda görmek istiyoruz” diye konuştu ve ellerindeki dar kadro ile oyuncularının iyi niyetli savaştıklarını sözlerine ekleyerek, “En azından kadromuz dar, sınırlı olsa da, hepsi de yürekli, karakterli bir oyuncu kadrosuna sahibim. Onlara teşekkür ediyorum” dedi.
Ne denir, helal olsun!
*
Sonra maçtan önce ve sonra, taraftarın tribünleri sökerek sahaya fırlatmalarını eleştirdi, saha dışında yaşananları, taraftarın belediyeye yürümesinin bir anlam veremeyeceğini ifade etti. Kendini birinci derecede sorumlu tuttu zaten.
Ceyhan, sık sık bu ifadeyi kullanarak, “Pazar günü maçta, keşke galip gelebilseydik, en azından 6 puanlık maçtı, ama olmadı. Mazeret ileri sürmüyorum. Dedim ya, tüm sorumluluk bana. Kaybetmememiz gereken maçtı, kaybettik. Ama dünyanın sonu değil” cümlesini sarf etti, maçtan sonra çıkan olaylar için de üzgün olduğunu yineledi, eleştirilere açık olduğunu da belirtmeden geçemedi.
Açıklaması ardından basın mensuplarının maç, skor ve maçtan sonra yaşanan olaylarla ilgili çeşitli sorularını cevaplandırdı.
Keşke galip gelebilseydik, keşke tatsızlıklar olmasaydı, keşke o çirkin hareketler saha dışına yansımasaydı. Sonra Büyükşehir belediye Başkanı sayın Fatih Erkoç’u istifaya çağırmak ne alaka. Kimin haddine… Sahaya çıkıp Başkan sayın Erkoç mu oynayacaktı, takımın yenilmesi için talimat mı göndermişti. Ki o beğenmediğiniz Pendik, bir tarihte Fenerbahçeyi kupadan elemiş, saf dışı bırakmıştı.
Ayıp şeyler bunlar. Bize yakışmıyor.
Kaybeden takım değil sadece, Kahramanmaraş’tı.