Her toplantıda, her ortamda dile getirilen, tartışılan mesele, ilkin turizm olmuştur. Tarım kentinden tekstil-sanayi kentine dönüşen Kahramanmaraş’ın doğal güzelliklerini, tarihi zenginliklerini anlatmaya gerek yok. Yok ama biz bu değerlerimizi, varlıklarımızı yeteri kadar tanıtabiliyor muyuz derseniz, cevabım ‘hayır!’ olacaktır.
Komşu illerimizden dahi fersah fersah önde olduğumuz gerçeği bir kere daha ortaya çıkarken, bir gerçek daha yeniden güncellendi, tanıtmada eksiğimiz var, dışarıda lobicilik konusunda yeterli değiliz.
Bacasız sanayi turizm. Amenna!
Ramada Oteli’nde bir turizm konulu basın paneli düzenlendi. Bu meselede hayli donanımlı ve hevesli gördüğüm genel müdür sayın Mehmet Turan, bizi, değerlerimizi, zenginliklerimizi bizden iyi tahlil etmiş ve bu kentin turizm potansiyelini adeta ezberlemiş.
O gün bizlerin karşısına çıkarken, dersine çalışmış talebe gibiydi.
*
Su Sporları Merkezi dahil, Yedikuyular Kayak Merkezinin kış turizmine, ekonomik anlamda piyasaya getirdiği canlılık konuşuldu, tartışıldı.
Kapalı kutudan farkı olmayan, gün yüzüne çıkarılamayan Germenica gerçeği bir kere daha masaya konuldu.
Yaylalarımız, dört bir tarafı sularla çevrili barajlarımız, tarihi kalelerimiz, şelale ve dondurmamız 7/24 gündemden düşmedi.
Sağlık turizminin bel kemiği olan Döngele ve Ilıca mahallelerimiz arada kaynayıp gitmedi.
İnanç turizminin merkezi sayılan Ashab-ı Kehf günün her saati değil, 12 ayın her günü konuşulmaktan ve yazılmaktan bıkılmadı.
Öyle ki, kent merkezinde bir umumi tuvaletin bile bulunmadığı, tur otobüslerini koyacak yerimizin olmadığı, geldiğinde de araçlara ya ceza yazıldığı, ya da mahallinden uzaklaştırıldığı tartışmanın göbeğinde oturdu kaldı.
*
Mehmet Turan kardeşimizin tespit ve eleştirilerine katılmamak mümkün değildi. Kurulmuş bulunan Turizm Platformunun çalışmalarından söz etti uzun uzun. Hayli de mesafe kat etmiş ama tek başına ne yapacak. Kim tutacak elinden. Siyasiler desen kendi dertleri derdine düşmüş, sivil toplum kuruluşları seçim telaşına kapılmış, bürokrasi desen, miadını doldurmuş, artık son kullanma tarihi geçmiş, yaklaşık 14 senedir oturduğu koltuğu dolduramayan ve hakkını veremeyen bir Kültür ve Turizm il Müdürünün ha varlığı, ha yokluğu gündemin bir başka ana maddesini oluştururken, Turan’ın da işaret ettiği gibi basına çok iş düşüyordu. Yani bize…
Bu bağlamda, dijital dünyanın ve sosyal medya ağlarının yeniliklerine uyum sağlamak için, turizm adına AR-GE ve büyük bir veri merkezinin acilen oluşturulması fikri ağır basmaya başladı.
*
Bu şehre yabancı turist gelmeli. Bunun için yeterli olan otel sayısından çok, bu otelleri doldurabilmenin gayreti ve çalışması içinde olunması gerekiyor. Geçerken uğradık kabilinden bir dondurma alıp gitmemeli insanlar. Kalıcı olmalılar.
Bunun için bir de alt yapıya önem verilmeli. Turizmin altyapısı oluşturulmalı, şehri tanıtacak yerli rehberler oluşturulmalı, basın da bu meselede üzerine düşen görevi ziyadesiyle yapmalı.
Bu toplantı için, verdiği mesajlar ve öneriler için sayın Turan’a teşekkür ediyorum.