2017-03-17 14:52:17

Referanduma bir ay kala…

Editör

17 Mart 2017, 14:52

  

Dananın kuyruğunun kopmasına az kaldı. Bir ay şunun şurasında… Daha da az.

Lakin havanın tadı yok desek de, yağmurlara ihtiyaç var. Bereket,  rahmet…

Evet, birkaç gündür hava kapalı ve yağmurlu. Vaziyete bakılırsa yarın ve takip eden birkaç gün daha yağmurlu geçecek. Tabi buna paralel olarak sıcaklık birkaç derece düştü. Eh, cemreler de düştüğüne göre, bir dostumun ifadesiyle yazıyorum, dördüncü cemre siyasete düştü, maşallah ve inşallah sağımız solumuz, aşağımız yukarımız siyasetçi kaynıyor.

Ve siyasetin tansiyonu ok şükür şehrimizde normal. Her ne kadar bu bir seçim değilse de, ülkenin geleceği önemli. Bu bağlamda… 

Ne Ak partililer, ne MHP’liler, ne de CHP’liler meydanı, sahayı boş bırakıyorlar. Salonlarda yer yokmuş. İktidarda isen zaten salon sıkıntın yok da, muhalefet kanadının şikâyeti bu yönde. Eh, o zaman sen de kendi salonunu inşa edeceksin. Rahat konuşabilmen için…

*

Hava yağışlı, soğudu ama siyaset ısınıyor dedik. Siyaset ısındıkça, ateşin altına odun atan da çoğaldı. Eh, memlekette odundan bol ne var, atsınlar bakalım.

Biri gidiyor, birileri geliyor. Salonlardan bir ötekine zaman yetişmiyor. En başta sayın Veysi Kaynak’a yetişmek zor. Maşallah dinlenmiyor bile. Yorulmuyor da… Allah güç kuvvet versin.  

Gazeteci milleti de tuttuğu takıma göre salon belirliyor, ya da patronundan aldığı talimat gereği, ‘şuna git, buna görünme!’ kısmını dikkate alarak çıkarı olduğu siyasi iradenin panellerine, konferanslarına, toplantılarına adamını gönderiyor.

Eee, neticede herkesin bir çıkarı, hesabı-kitabı var. Allah’ı unutuyorlar!

*

Konuşmacılara dikkat kesiliyorum, hepsinin de dili sivri. Ben kendimi sivri dilli bilirdim, ooo, ben onların yanında hikâye kalıyorum. Çömez hatta…

Maşallah ve inşallah ağızlarını açtıklarında, vur abalıya misali veryansın ederek, ağızları dolu dolu konuştukça, bazen ya gülümsüyorum, ya da içimden acımak geliyor.

Kim neye evet, neye hayır diyeceğini henüz bilemezken, siyasetin mihenk taşlarının verdikleri mesaj, uyarılar ve bilgiler ne kadar gerçeği yansıtıyor, o da ayrı bir tartışma konusu.

Lakin, Çarşamba günü, Madoevi’nde Başbakan Yardımcımız sayın Veysi Kaynak’ın konuşmasını herkesin duymasını,  dinlemesini isterdim.

*

Söylemler kırıcı olmamalı. Bakın, birkaç gün önce değerli meslektaşım sayın Mustafa Şirin ne güzel yazmış. Dost acı söyler ama doğruyu söyler. Aynen öyle…

Kırmaktan, incitmekten vazgeçelim. Etnik söylemler, ayrışmaya kadar götüren eleştiriler, ötekileştirmenin adresini gösteren çağırışımlar, kimseye fayda vermedi, bundan sonra da hiç vermez, vermeyecek.

Referandumlar gelir geçer. Daha çok seçimler yaşar, referandumlara katılırız.

Ama yarın hepimiz de aynı caddede, belki bir günde on kere karşılaşacağız.

Evet diyen de, hayır diyen de biziz. Sen, ben, o, ötekiler… Hepimiz yarın yüz yüze bakacağız. Aynı sofraya oturup aynı kazana kaşık sallayacağız, aynı işyerinde çalışırken birbirimize gülümseyip merhaba diyeceğiz.

*

Bir kere, evet diyen de, hayır diyen de samimi olacak. Kimse kusura bakmasın, kimse samimi değil. Adamın ağzında hayır dolaşıyor, hiç eksik olmuyor, ortam ve şartlar gereği, ki kendince sebepleri vardır, ortamda ‘evet’çi kesiliyor.

Vatandaş bu. Herkes iradesinde, düşüncesinde özgür. Evet de diyebilir, hayır da… Kimsenin kimseye ambargo koymasına gerek yok. hakkı da yok! Allah herkese akıl fikir vermiş.

Bırakın da insanlar özgür iradeleri ile oy kullansınlar.

Lütfen bu işe HDP’yi, PKK’yı, Fetö denen hainleri karıştırmayın. Siyasetinizi yapacaksanız da temiz yapın! İster CHP’li olun, ister MHP’li, isterseniz AK Partili…

Bölücü, iğrenç ve kirli oyunların maşası pisliklere bulaşmadan…

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.