Tabi herkes meşrebine, inancına, karakterine göre bir tercih veya sıralama yapacak. Kimine göre ilk sıraya siyaset otururken, kimilerine göre de (ki çoğunluk olacağına inanıyorum) adam olmak ilk tercih olacaktır.
Gün gelir, siyaset biter. Kimler geldi kimler geçti. Kaç siyasi parti bugün çöplükte, tarihin derinliklerinde gömülü. Çoğunun lideri bile hayatta değil. Dünün anlı şanlı partileri, liderleri bugün ya toprak altında ya da ölüm ile yaşamak arasında gidip-geliyorlar.
Partilerin de bir ömrü var. İnsan gibi, ağaç gibi, hayvanlar ve bitkiler, yani tüm canlılar gibi.
*
Bir boya reklamı vardı, aklımda kaldığı kadarıyla, ‘hayatın rengini alsanız, geriye neyi kalır ki…’ mealinde… İnsanların üzerindeki üniformayı çıkartsanız, kravatı, lüks ve pahalı elbiseleri, isminin başındaki etiketi, ünvanı alsanız, ne kalır geriye acaba?
Siyasetçi ise şayet, kimliğini çekip alsanız, cascavlak bıraksanız, kim bakar yüzüne, kim takar, kim selam verir yolda gördüklerinde…
Bakın çevrenize, dünün anlı şanlı belediye başkanları, siyasi partilerin il veya merkez ilçe başkanları ve milletvekilleri…
Sokağa adım atsa elli kişi sarardı çevresini. Milletvekili desen, arkasında bir ordu olurdu.
Yalakaları, şakşakçıları, dalkavukları, menfeatçıları, beklentisi olanları…
Oysa düne kadar selam vereni yoktu, telefon açıp hala hatır soranı olmazdı.
Bugün başkan, milletvekili ya da bir koltuk sahibi ya, adamlığına, insanlığının gratına, özgül ağırlığına bakılmıyor. Hovarda mıydı, sahtekârın teki miydi, üçkâğıtçı mıydı, alçağın, namussuzun biri miydi, itibarsız ve sıfırı tüketmiş papaz mıydı?
Bunların önemi yoktu. Şimdi bir üniforması, bir etiketi, bir kimliği, bir ünvanı vardı ya, gerisinin bir önemi yoktu ki onlarında canı cehenneme idi.
*
Siyaset gün gelir biter.
Gün gelir, o üzerinizdeki üniforma, o bol etiketli kimlik, o size yakıştırılan sıfatın sonu gelir.
O zaman ne yapacaksınız?
Adam değilseniz şayet, insanlıktan nasibinizi almadıysanız, özgül ağırlığınız kalmadıysa, itibarsız biriyseniz, yolda selamınızı alacak kimse bulamayacaksınız.
Şayet iyi bir izlenim bıraktıysanız, insanların yüreğine, gönlüne nakış-nakış işlendiyseniz, şayet iyilik yapıp, garibanı kolladıysanız, güce değil de haklıya taptıysanız, adamın hası, dibi sizsiniz.
O diplomalar, o etiketler, o koltuklar, o kimlikler bırakın öbür dünyayı, bu dünyada bile sizi rahat bırakmayacak, sizi kurtaramayacaktır.
Yoksa, canın cehenneme!