Ekmeğini taştan çıkartan meslektaşlarım var. Gerek yazılı basında, gerekse sosyal medyada. Bu zamanda, insanların selam vermeye üşendiği, ilan ve reklâmdan şeytandan kaçar gibi kaçındığı, herkesin medya patronu olduğu (belediye örneğin) dönemde, ayakta durabilmek, gazete bir nebze neyse de, sosyal medyada yaşama tutunabilmek gerçekten zor.
Arkadaşlarıma Allah yardım etsin!
Şu da var ki, artık sosyal medya günümüzün olmazsa olmazı.
İnsanlar gazete okuma alışkanlığından vaz geçtiler mi, ikinci plana mı ittiler bilemiyorum, vatandaş daha sabah elini yüzünü yıkamadan giriyor internete…
Ne var ne yok, Maraş’ta bir şeyler var mı?
Merak ediyor insan!
*
Kariyer edinmek, hatırlanır ve aranır olmak elbette güzel şeyler. İnsan bazen kendisiyle gurur duyar mı, duyar!
Sosyal medyada marka haline gelmiş dostlarım var.
Bizi sorarsanız, daha çömeziz. Ne markası, daha markanın m’si bile olamadık, olmaya çalışma heyecanımızı sürdürsek de, bazı şeyler zaman alıyor.
Arkadaşlarım, benden önce bu âlemde yola çıkanlar, büyük mesafeler kat ettiler.
Şimdi isim versem, “Vay bizi es geçiyon, ne yani biz yok muyuz bu âlemde? Biz de ekmeğimizi sosyal medyadan yiyoruz. Bizi öteleme, bizi elinin tersiyle itme!” diyecekler, sitem edecekler, kırılacaklar, gönül koyacaklar.
Tabi öyle bir niyetim yok, olamaz.
*
Ancak, evet ancak…
Sezar’ın hakkını Sezar’a verecek olursak, haberleriyle, özel röportajlarıyla, hele hele köşe yazıları ile gündeme damgasını vuran, gündem oluşturan, satır aralarına gizledikleri ince esprilerle siyasetin, ekonominin, yerel yönetimlerin, çokça tıklanan, merak edilen, okunan ve ede üzerine basa basa söylemek gerekirse, bürokrasinin korkulu rüyası haline gelmiş arkadaşlarımın siteleri sosyal medya aleminde marka haline gelmişlerdir.
Onlar bu alemde usta iken, bizim gibi çırakların esamesi bile okunmaz ama, eh merdiven basamak basamak…
TÜM OKURLARIMIZIN RAMAZAN BAYRAMI KUTLU OLSUN!
Önümüzdeki hafta Çarşamba günü, yani bayram sonrası görüşmek, buluşmak ümidiyle…
Sağlıklı ve mutlu günler…