2018-02-19 09:34:00

Suriyeli mülteciler ülkeleri için neden savaşmıyor. Ve gitsinler mi, kalsınlar mı?

Editör

19 Şubat 2018, 09:34

  

Bizi bilenler bilir, biz mülteci düşmanı değiliz. Düşene, garibana, yoksula, mağdura kucak ve sofrasını açan bir milletin ferdi olarak. Adıma mülteci düşmanlığı yaptığımı ileri sürerlerse, kıl olurum abi.

Kız aldık, oğlan verdik, hısım olduk. Tuzu, ekmeği paylaştık. Esed veya Esad her ne zıkımsa, denen zalimin zulmünden kaçtılar, canlarını kurtardılar, onların gidecek bir yeri vardı, o da Türkiye idi, biz de ev sahipliği yaptık.

Dilin kemiği yok, ağzı olan konuşuyor da, genelleme yaparak bir aşağılama var ki, aklı selim herkes buna karşı çıkar. Misafirdir, mağdurdur, çaresizdir, eyvallah! Lakin ve mamafih; eline silah alıp ülkesini savunabilecek durumda olan çok mülteci genç yaşıyor aramızda. Oysa onlar, ülkelerini savunmak, topraklarına geri kavuşmak, ülkelerine geri dönebilmek yerine, kıyı sahillerinde nargile tüttürmenin, keyif çatmanın tadını çıkartıyorlar.

İşte bizim gücümüze giden o…

Mehmetçik canını vererek adamların ülkesini korurken, eli silah tutabilecek, topraklarına, evlerine sahip çıkabilecek gençlerin hiç de umurlarında değilmiş gibi seyirci durmaları, kıllarını bile kıpırdatmamaları, insanın kanına dokunmuyor desem, yalan olur.

*

Muhalefetin ne dediği beni ilgilendirmez, sokakta, caddede, kırsalda kiminle konuşursanız konuşun dillerinden dökülen cümle hep aynı, “Gitsinler, dizlerinin üstünde kebap yapmasınlar, ülkeleri için savaşsınlar. Burada çok fazla bile durdular!”

Daha fazla söz söyleyenler var da, burada yazmak şık düşmez.

Türk askerleri kahramanca sınır güvenliğimiz için, Suriye’nin toprak bütünlüğü için, Suriye içine yuvalanmış hain terör örgütlerinin temizlenmesi için kahramanca mücadele verirken, Suriyeli gençlerin burada, sahil kentlerinde keyif çatmaları insanın kanına dokunuyor.

İşyeri açıyorlar, vergi yok.

Askerlik çağları gelip geçti, askere giden yok!

Üstelik para da verilince, durmadan doğuruyorlar.

Nasıl olsa sağlık hizmetleri de beleş.

*

Gençleri çoğu alt, basit ve sıradan hizmetlerde, yerlerde çalıştırılıyor. Bunların çalıştığı yerlerde de bizim işçilerimiz çalışmaz, onu da söyleyeyim ve kimse de kusura bakmasın!

İşsiziz derler, iş beğenmezler. Senin beğenmediğin işi de Suriyeliler koç gibi yapıyorlar. Amma az, amma çok paraya…

Ama sayın Cumhurbaşkanının da dediği gibi, artık gitme vakitleri geldi, geçiyor bile. Biz ev sahipliği yaptık. Kapımızı açtık, yüreğimizi açtık, soframızı açtık, misafirperverliğin kralını gösterdik. Lakin benim askerim, senin rahatın için, ülkenin huzuru ve barışı için cephede savaş verirken, şehit düşerken, anaların yüreği dağlanır, ocaklar söner, küçücük bebeler yetim kalırken, zıpır gibi Suriyelilerin üstelik çoğu yerde çıngar çıkararak, kimsenin benimseyemeyeceği pislikleri yaparak, dilencilikle topluma kötü örnek olurken, artık yeter ve gitseler iyi olacak!

Halkın tepkisi her geçen gün artıyor.

*

“3,5 milyon mülteciyi bizim burada ilanihaye saklayacak halimiz yok!”

Senelerdir bağrımıza bastığımız, yemeyip yedirdiğimiz, içmeyip içirdiğimiz, soğuktan, sıcaktan koruduğumuz Suriyeli mülteciler, nihayet ülkelerine geri dönecekler. Bu müjdeyi Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan verdi ve aynen yukarıdaki cümleyi kullandı. Zaten sayın Cumhurbaşkanının ulusal basında da çıkan bu haberi karşısında mutlu olan ve sayın Erdoğan’a teşekkür eden bizler, yine de sormadan yapamıyoruz. Biz göndersek de, onlar gitmek isterler mi?

Çünkü Suriye, Suriye olmaktan çıktı.

Ne toprakları kaldı, ne de işleri, güçleri. Şimdi gitseler bile yerlerini, yurtlarını bulacaklarından da endişe duymuyor değiliz. Ama misafirlik de bir yere kadar.

Türkiye babalığını, büyüklüğünü gösterdi, Esad denen zalimin elinden kurtardığı mültecileri korudu, kucak açtı, yedirdi, içirdi. Zulümden kaçanların da artık ülkelerine dönme vakti geldi diye düşünürken, tanıdık bir Suriyeli arkadaşla konuştum, onlar kesinlikle gitme taraftarı değil.

Ama bu hükümetin kararı. Saygı duymak gerek. Sayın Cumhurbaşkanı ne dediyse o…

*

İnşallah şartlar normale döner, ülkeleri huzura kavuşur, Kahramanmaraş’ı söyleyecek olursam, senelerdir kucak açtığımız, hatta öyle ki akraba bile olduğumuz Suriyelilerin gitmeye niyeti yok. “burada rahatız” diyorlar.

Tabi rahat edecekler, ekmek elden, su gölden.

Banyo yapacak yer de var, oh gel keyfim gel…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.