2012-12-26 09:39:23

Taraf olan bertaraf olur mu?

Editör

26 Aralık 2012, 09:39

Bu gazetenin tiryakisi olduğumu söyleyemem. Aklıma düşer, bir özel haber olursa, belki… Kıyarım 50 kuruşa, alır okurum.

En çok da, Neşe Düzel,  Ahmet Altan ve Yasemin Çongar gazeteden ayrılınca ilgimi çekti. Şu birkaç gündür alır oldum.

Başlangıçta, bir koalisyon gazeteci olarak çıktı Taraf. Tabi her yayın organının bir misyonu var, ilkesi… İktidarlara göre yön ve güzergâh değiştirenler de olduğu gibi, rüzgâra karşı saf değiştirenleri de dâhil edersek, AK Parti iktidarı ile ele ele tutuşarak çıktı bu gazete.

Ve sivilleşeme harekatı başlatacaklardı, sonu askeri vesayeti sona erdirmek ile biten bir  misyonu tamamlayınca, bazıları gemiyi  terk ettiler.

Buraya kadarmış diyerek!

*

Taraf olmanın da bir sonu var.

Her film nasıl süresi geldiğinde bitiyor, perde kapanıyorsa.

Rüzgâra karşı saf değiştirenlerin de sonu geliyor. Bu kaçınılmaz, iki iki daha dört kadar gerçek iken, taraf olanların bir gün mutlaka bertaraf olabileceği bir kere daha tescillenmiş olurken, acaba diyorum, gazetecilik yapanlar da bu hareketten ders çıkarırlar mı, yoksa dikine dikine gidip, üstelik de hiç olduklarını bile bile işi utanmazlığa, yüzsüzlüğe mi bulaştırırlar, onu da bilemem.

Bildiğimi bir şey var, herşey tadında güzel.

*

Gün gelir, siyaset de, bürokratik hayat da, gazetecilik de biter.

Yemekten, karnınız doyduktan sonra yediğiniz fazla lokmalar, hastalık, rahatsızlık olarak size geri döneceğinden, yalakalığın, taraf tutmanın da bir sınırı olmalı.

İnsan birini sever, takım tutar gibi yanında olur, ancak gazetecinin din tutar gibi birilerine körü körüne ve belki de bir çıkar bekleyerek sahiplenmesi, ona artı puan getirmez, itibar sağlamaz, toplum nezdinde isminin başına başka kelimeler eklerler ki, bu da bizim için, gazeteci geçinenler için utanç belgesidir.

*

Gazetelerde yer almak, ekranlarda görünmek, internet haber sitelerinde yazılar yazmak,  insanın nefsine hoş gelebilir.

Ama film bittiğinde, the end yazıldığında, ne aktörler kalır geride, ne de film konusu.

Çünkü başka uğraşlar, başka telaşlar girecektir sıraya.

Usta gazeteci olabilirsiniz, ünlü de hatta. Vurduğunuz yerden ses getirebilir, kodu mu oturtabilirsiniz de, valinin, bilmem kimlerin tayininde başrolü de üstlenebilirsiniz.

Mahkemelere düşer, ceza alır ya da beraat da edebilirsiniz.

Bütün bunlar kamuoyunun size vereceği puanlarla belirlenecek.

*

Ancaaaaaaakkkk….

Yalakalıkta, taraf tutmakta, taraf olmakta sınıf atladıysanız, hem de merdiven basamaklarını birer-ikişer değil, üçer-beşer tırmandı iseniz,  yarın film bittiğinde, aktörler perde gerisinde kaldığında, toplum size ‘yahu o yalaka gazetecinin tekiydi zaten, kendini iki kuruşa satan adamdı’ dedikleri anda, çocuklarınıza bırakacağınız apartmanlar, arsalar, dükkânlar para dahi etmeyecek, sizi insanların yanında iflasın eşiğine götürecektir.

Eleştiri tabi olacak.

Belediye başkanları hata yapacak, bürokratlar yanlış icraat içinde olacaklar, sivil toplum kuruluşları sergiledikleri tavırlarla olumsuzlukların kıyısında gezecekler.

İnsanın olduğu yerde bunlar normal.

Zaten olmazsa olmaz.

Ancak yaparken, belden aşağıya inildiğinde, ya da birilerini ilahlaştırdığınızda, yere göğe sığdıramadığınızda, ayaklarını yere bastırmadığınızda, Taraf gazeteci değil, taraftar olduğunuzda insanlar yüreğinden kopardığı gibi sizi, bir başka gün kaldırımda karşılaşsanız, tanımamazlıktan geleceklerini bilin!

Gazetecilik baki, yalakalık ve yandaş olmak geçicidir.

 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.