Bir gün işi gücü bırakın, kendinize zaman ayırın ve bunu da toplum sağlığı için yapın, gördüğünüz manzara karşısında hayret edecek, küçük dilinizi yutacaksınız.
Eskiden öğrenci servis arabalarına kafayı takmıştık, rehber öğretmenleri yok diye, çocuklara gürültülü müzik dinletiyorlar diye, sür'at yapıyorlar diye, trafiği içinden çıkılmaz hale getiriyorlar diye.
Şimdi onlardan özür diliyorum. Bu kez eleştiri oklarını da fırıncıların ekmek dağıtan arabalarına çeviriyorum.
Tamam, marketlere, apartman katlarına, sitelere ve bakkallara ekmek yetiştirmek zorundasınız. Zorundasınız diye aşırı hız yapmanız gerekmiyor. Daha dün ehliyet almış bacak kadar oğlanlara veriyorlar arabaları, sanki tabakhaneye kelle yetiştirecek, o ne hız, o ne sür'at öyle.
Kaza yapmaya, hasar meydana getirmeye bire bir bunlar.
*
Geçenlerde Huzurevi ziyaretimden sonra büroya gelmek için yola çıktığımda, birkaç fırıncı arabası ilişti gözüme.
Fırının adı yok, ne önünde ne arkasında.
Belli ki korsan çalışıyorlar.
Kenar semtlerde, yakın kıraç mahallelerde, kaçak elektrik kullandıkları gibi, kaçak işçi de çalıştırarak, sözüm ona hem ekmeği ucuza veriyorlar bakkallara, marketlere, ama o ekmekleri dağıtan araçların sürücüleri, yani şoförleri yok mu, tam bir trafik canavarı.
*
Bütün çabaları evden erken çıkmak zorunda olan insanlara, öğrencilere ekmek ulaştırmak olabilir. O vakit ona göre tedbirini alacaksın.
Ve de kullandığın arabanın önüne, arkasına, yanına her neyse, müsait bir tarafına fırının adını da yazdıracaksın. Trafik o sür'atle giderken ceza yazacak ya, plakayı okuyamama şansını da göz önünde bulundurursanız, en azından fırının ismini okuyabilir, biraz daha büyük harflerle yazılı çünkü, gereken ceza verilir.
Ama onlar da kaçak güreşiyorlar, trafik polislerini aldatmak, kandırmak adına arabalara isim yazmıyorlar.
*
Kaçak ve korsan çalıştıklarından mı, muhtemelen öyle!
Yoksa neden yapsınlar!
Kurnazlık parayla mı?