İsterseniz buna kasko'yu da ekleyebilirsiniz. Ha trafik, ha kasko... İkisi de sigorta nasıl olsa. Aracın varsa, can ve mal güvenliğin için yaptıracaksın, mecburen, mecburiyetten. Ha, yaptırmadın mıydı, sonucuna da katlanırsın. Ya sen yaşarsın, ya sigortacı... Ya da tersi...
Diyecektim, hadi hayırlısı nur topu gibi, yeni bir tartışma konumuz daha oldu. Sigorta caiz mi, değil mi? Kendimizi değilse de, arabamızı sigorta ettiriyoruz genelde. Çünkü kullandığımız araçlar, kendi canımızdan daha kıymetli, evla!..
'İslam'a göre meşru sigorta...' adı altında bir beyefendi yazı yazmış. Durduk yerde... Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemi gibi... Kimsenin aklında, fikrinde yokken, durduk yerde...
O yazar, 'sigorta caizdir' diyenleri eleştirmiş. Her şeyi bitirdik, her sorunu hallettik, ülkede ekonomiyi düzlüğe çıkarttık, toplumsal olayların önüne geçtik, milli geliri artırdık, kala kala sigorta kalmıştı, onu da hallettik, edeceğiz inşallah, maşallah!
*
İslami şartlara uygun sigortacılığın nasıl olması gerektiğine değinmiş; "İnsanların güven ve gerektiğinde yardım alma ihtiyaçlarını karşılayacak, istismardan uzak, ihtiyaç sahibinin menfaatine uygun bir sigorta şekli (karşılıklı, üyelik sigortası) var iken, İslami sisteme uymayan bir sigorta için 'caizdir' diyenlerin biraz daha düşünmeleri gerekiyor." demiş özetle...
Şimdi işi gücü bıraktık, her meselemizi hallettik, sıra sigortanın caiz olup olmadığına geldi, öyle mi?
Kardeşim, araban varsa, canını ve malını seviyorsan, değer veriyorsan sigorta yaptıracaksın. Her meselemize bir kılıf uydurmak zorunda mıyız?
Ha, primler yükseldi, insanlar sigorta yaptırıp yaptırmama konusunda tereddütler yaşıyor, biraz indirilse iyi olur, de...
De ve canımı ye...
*
Deli saçmasından başka birşey değil. Trafiktesin, araç kullanıyorsun. Sen ya da birileri geldi çarptı. Kaza yani... Hadi birilerinin de ölümüne sebep oldunuz diyelim, ya da aracınız ciddi manada hasar gördü. Ya sigortanız yoksa! İstediğin kadar bağır, istediğin kadar kılıf uydur, istediğin kadar 'dinen caiz değil' de, istediğin kadar yırtın, 'valla dinen caiz değildi, yaptırmadım' de. Söyle de gör dünyanın kaç bucak olduğunu...
Doğru tımarhaneye gönderirler seni...
Hele bir de ölümcül kazaya sebebiyet verdiysen, hele bir de yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kaldıysan, ya da kendin, veya yakınların sakat kaldıysa, bu saatten sonra araçsız gezmek de içine sinmeyecek, (çünkü anandan araçla doğdun, besbelli) o vakit kaderine, ceremene razı olacaksın.
Bırak dinen caizdir, değildir tartışmasını, ayaklarını da, git aracını sigorta yaptır!
Kendini de...
Hasta etmeyin adamı!