Kuralları hiçe saymak, kuralları yok saymak, kuralları çiğnemek, kuralları keyfimize göre ayarlamak hoşumuza gidiyor.
Keyif alıyoruz sanki.
Egomuzu tatmin ediyoruz sanki.
Birilerine mesaj gönderiyor, bir yerlere hava atıyoruz sanki.
“Bakın ben ne önemli adamım, kimseyi takmam, hele hele trafik kuralı da neymiş, vız gelir tırıs gider!” demeyi marifet sayan bir zihniyete sahip iken, sistemi de görmezden gelmek bize acayip keyif veriyor!
*
Emniyet şeritleri, emniyetsiz insanlarca kullanılıyor.
Çakarlı araba kullanmak yasak iken, çakal sürüleri çakarlı araca binince ne oldum delisi oluyor!
Hava, çalım-çehre binbeşyüz…
Yollar yol bilmeyen ehliyetsiz sürücülerce gasp ediliyor.
Gariban trafik polisi ne yapsın, kuralları ihlal eden, çiğneyen tanıdık biri ise, (ünlü bir siyasetçi olabilir bu, hatırı sayılır işadamı ya da sivil toplum kuruluş kanaat önderi) mecburen ve mecburiyetten görmezden geliyor, ’geç birader!’ deyip bir de selam çakıyor.
Ne desin, ne yapsın!
Yasaklayıcı, caydırıcı kurallar garibanlar için nasıl olsa!
*
Bu meselede çok yazı yazdım, yazarım da, trafik polisi arkadaşlarımızı ve özellikle Emniyet Müdürümüz, değerli bürokrat sayın Doğan İnci’yi üzmek istemem.
Trafik polisi görevini yapıyor aslında. Ama ceza yazdığı, ya da sürücünün yararına verdiği mesaj, uyarı, ertesi günü şikâyet olarak kendisine dönüyor, ya yeri değiştiriliyor, ya da azarı-paparayı yiyor.
Görevi layıkı ile yapmanın siyaseti, ticareti yok, olmaz da…
Ama günümüzde öyle değil. Ertesi günü şikâyet merkezi ya siyasi partinin il başkanlığı oluyor, ya da Emniyet Müdürlüğü…
Polis ne yapsın!
*
Özetle…
Ruhta olmayan ahlakı trafikte aramanın âlemi yok.
Ölümlerin sorgusunu yapmak kime düşüyor, ona da aklı yetenler cevap versin!
Ben değil. Zira bendeniz ticaret lisesini zar zor bitirmiş adamım.
Bakmayın öyle 50 yıllık gazeteciyim dediğime…
*
NOT: Bayramdan bir gün önce. İnsanlar alış-veriş ve bayram telaşında. İnsan ve araç trafiğinin en yoğun olduğu Trabzon Caddesinde bir adaletsizlik yaşandı. Göz göre göre…
Satsan 6-7 bin lira edecek bir araca trafik polisleri hem ceza yazdı, hem de aracı göz göre çektirdiler. Aracın şoförü genç geldiği halde, ‘ceza yazın, ama bayram üzeri aracımı çektirmeyin!’ dediği halde, (buna bir polis arkadaşımız ve tüm esnaf şahit) trafik polisleri (3 kişilik ekip) ısrarla arabayı çektirdi. Haliyle araç sahibi genç isyanları oynadı. Ve tüm toplanan insanların tepkisini çekti. Bayram üzeri yapılacak hareket değildi. Üstelik de hemen bitişiğinde birkaç lüks araba varken…