Hatırlayın, mutlaka seyretmişsinizdir, Maraş’ın kurtuluşunu anlatan ‘sahibini arayan madalya’ filminde, elinde fenerle, sokak sokak gezerek, ‘Adam arıyorum, adam…’ diyerek, işgal altında yaşamayı hazmedemeyen insanları, Maraşlıları Fransızlara karşı mücadeleye, savaşa davet edilmişti.
Nitekim o adamlar bu şehri Fransızlardan kurtarmışlardı.
Hepsinin de ruhu şad olsun!
*
Şimdi sanayi ve iş dünyası, kendisini layıkı ile temsil edecek başkanını arıyor. Yine söylüyorum, tekrarlıyorum, kimsenin mevcut ama emanetçi başkan Serdar Zabun ile problemi yok. Şahsiyetine, kişiliğine diyecek laf da yok. Önce bunda mutabık olalım.
Amma velakin, binaenaleyh, fakat, velhasılı kelam, mamafih…
Şimdi sanayi ve iş dünyası, ki bu sektörde abiler, büyükler, ‘Ticaret ve Sanayi Odasının başına kimi getirelim?’ sorusuna cevap arıyorlar. Ve bir arayış içindeler. Oysa vakit kalmadı. Zaman dar. Geçen yıl kasım ayında yapılacaktı seçim, Nisan’a sarktı. Başkan Zabun o vakit aday olduğunu açıklamıştı, ama aradan aylar geçti, bu adaylığını yenilemedi. Ya vazgeçti ya da muhtemelen yeni bir açıklama yapar.
Çünkü sırada bekleyenler var!
*
Aslına bakılırsa, kimse yükümlülük, sorumluluk almak istemiyor. Herkes, ‘benim işim var, ayıracak zamanım yok!’ diyerek işin içinden sıyrılma şansları var mı, yok mu, onu işadamlarına sormak gerekiyor. Tamam, üretsinler, istihdam sağlasınlar, katma değer yaratsınlar da, bu şehre, bu sektöre borçları olduğunu da hatırlatmak isterim.
Bir babayiğit çıkmalı, ‘ben bu yarışta varım!’ demeli, diyecek olanlar da var.
Sanayi ve iş dünyası eline fener aldı, ‘Ticaret ve Sanayi Odasına adam arıyoruz, adam!’ arayışı içindeler.
Yani başkan aranıyor. Yetenekli, idealist, kendini ve rüştünü ispat etmiş, temsil yeteneği olan, sektörün sorunlarına vakıf biri…