Günlük yaşam çok sıkıcı, stresli. İnsanların gülmeye, gülümsemeye de ihtiyacı varken, sizleri bu meselede yalnız bırakmamaya niyetliyim.
Birkaç fıkra seçtim, biraz daralan ruhunuz açılsın, dinlensin istedim.
Gülümsemenize, stres atmanıza faydası dokunur diyerek…
*
Polis görevlisi, amirine takip ettiği bir suçlu için rapor veriyordu. “Sabahtan beri suçlu zanlısını izliyorum şefim. Evinden çıktı, önce berbere girdi, saçlarını kestirdi. Ben de berberde yanındaki koltuğa oturarak aynı işi yaptım. Lokantada bitişiğindeki masaya oturdum, karnımı doyurdum. Akşamın hemen ardından bulvardaki sinemaya girdi. İşte orada izini kaybettim!”
Polis amiri öfkelenir, “Neden? Neden peşinden sen de gitmedin sinemaya?”
Suçluyu takip eden polisin cevabı şu olur; “Gitmedim şefim. Çünkü filmi önceden görmüştüm!”
*
Bir yazılım şirketinin insan kaynakları departmanında iş görüşmesi yapılmaktadır. Aslında iş için başvuranlara da aynı soru soruluyormuş hep;
“Bir tilkiye karşı iki tavuğun var. Irmakta karşı kıyıya geçireceksin. Her defasında kayığa sadece birini alabilirsin. Biliyorsun, tilki yalnız kalırsa tavukları yer. Ne yaparsın bu durumda?”
İş için başvuran genç kurnaz çıkmış; “Hımmmmm… Hayat sigortası yaptırır, tavukları kızartır yer, suçu da tilkiye atarım” demiş.
İnsan kaynakları müdürünün hoşuna gitmiş bu cevap, “Bugün işe başlayabilir misin?”
*
Karısının kendisini aldattığını öğrenen koca, tabancasını kaptığı gibi, akrabası olan bir adama da zinaya şahit olsun diye yanına alarak evi basar.
Aldatılan koca, karısı ile aşığını yatakta çırılçıplak yakalayınca, beyninden vurulmuşa döner.
Tabancasını yataktaki adama doğrultur ama o sırada karısı hışımla fırlar ve şunları söyler; “Hadi, vur istiyorsan! Ama önce bir gerçeği öğrenmen lazım. Çocukları Amerika’da nasıl okuttuk sanıyorsun? Paraların hepsini bu adam verdi. İstanbul’daki evi, Boğazdaki yalı dairesini nasıl aldık sanıyorsun? Paraların hepsini bu adam ödedi. Kapıdaki otomobilimizi kim aldı, yıllardır böyle lüks içinde nasıl yaşadığımızı sanıyorsun sen?”
Kadın bunları söylerken, kadının aşağı olan adama yatakta çıplak vaziyette korkudan tir tir titremektedir.
Öfkeli ve aldatılan koca, şahit olarak yanında getirdiği akrabasına sorar; “Söyle, ne yapayım ben bu adamı, sen olsan ne yaparsın?”
Adam gülümseyerek şu cevabı verir; “Valla bence üstünü örtsen iyi olacak, üşüyüp de hasta olmasın adam!”