Yahudi asıllı bir Rus, İsrail'e göçme iznini alır. Çıkışta Ruslar bagajını denetlerken, elbiselerin arasındaki Lenin'in büstünü bulurlar. Sorarlar:
"Bu nedir?"
Yahudi, "Bu nedir sorusu yanlıştır yoldaş. Bu kimdir demeniz gerekirdi. Bu Lenin'dir, sosyalizmin komünizmin temelini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Ben de bunu bereketli günlerin hatırası diye yanıma aldım!" cevabını verir.
Etkilenmiştir Rus görevli. "Tamam, geçebilirsin!" demiş.
Tel Aviv Havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
"Nedir bu?"
Yahudi cevap verir; "Bu nedir sorusu yanlıştır paşam. Bu kimdir, demeniz gerekirdi. Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım. Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım!"
Etkilenmiştir İsrail'li gümrük memuru, "Tamam, geçebilirsin!" iznini verir.
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir. Yeğenlerinden biri sorar:
"Bu nedir dayı?"
Yahudi'nin cevabı bir başka olur ve herkesi şaşırtır:
"Bu kimdir sorusu yanlıştır kuzum. Bu nedir demen gerekirdi. Bu, on kilogram, yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, üstelik KDV'siz."
*
Adam gece yatarken kapı aralığından bakmış, küçük oğlu dua ediyor:
"Tanrım, anneme, babama, büyükbabama uzun ömürler ver. Güle güle anneanne!"
Adam oğlunun bu duasına, hareketine bir anlam verememiş. Ancak ertesi gün acı haber gelmiş, anneanne sizlere ömür. Gözyaşları içinde cenazesini kaldırmışlar.
Ertesi hafta adam bakmış, çocuk yine dua ediyor: "Tanrım, anneme, babama uzun ömürler ver. Güle güle büyükbaba!"
Ertesi günü büyükbaba vefat etmiş, feryat figan ve gözyaşları birbirine karışmış, cenazeyi kaldırmışlar, defnetmişler.
Bir hafta sonra adam bakmış, küçük çocuk odasında, yine dua ediyor:
"Tanrım, anneme uzun ömür ver. Güle güle babacığım, güle güle!"
Sıranın kendisine geldiğini düşünen adam, dehşet içinde kalmış, doğru hastaneye koşmuş. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri. Ne varsa yaşanmış, ancak bütün tahliller temiz çıkmış.
Sevinçle eve dönmüş ama bakmış ki karısı iki gözü iki çeşme, ağlıyor:
"Ne oldu hanım, neden ağlıyorsun" diye sormuş.
Karısı:
"Bizim postacı..." demiş. "Ne de iyi adamdı, bugün haber aldım, ölmüş!"