Aşağıda okuyacağınız yazı, iktidara yakın SABAH Gazetesi yazarlarından Dilek Güngör’e ait. Cesur bir yazı olmuş ve hatta; “Biraz kızdırabilir hatta arkamdan sövdürebilir. Ama maalesef kusurunu görmemek daha büyük kusurdur, itiraf etmemek de büyük bir noksanlıktır. Kusuru görürsen yol alırsın.” diyerek bir anlamda meydan okumuş, bir anlamda itiraflarda bulunmuş, bir anlamda cesaretini ve yüreğini ortaya koymuş.
*
Devam edelim, okuyalım lütfen!
“AK Parti'nin kurulduğu günlere şahit oldum. Parti kurmayları idealizmle doluydu, teşkilatlar dava şuuruyla hareket ederdi, sahadakiler iktidara gelmek için gece-gündüz çalışırdı. Aradan zaman geçtikçe idealizm ve davaya inanç ülkeye hizmete dönüştü.
Bu, Türkiye siyasetine damga vuran Erdoğan'ın kurduğu, büyüttüğü ve bugünlere getirdiği partinin en büyük mirasıydı.
Fakat bir süredir partide 'keyifçiler' peydahlandı.
Onlar akşamları nargile içerken ülkeyi kurtarıyor, koltuk sevdasından kimseyi gözleri görmüyor, sağa sola adam yerleştiriyor, hak yiyerek hakkı olana ihanet ediyor, programlarda ön koltuklarda yer kaparak Reis'e kendilerini gösteriyor, sosyal medyalarını selfielerle doldurup çalışıyor 'muş' gibi yapıyor, teşkilat kartvizitiyle kibirleniyor, vatandaşa tepeden bakıyor, cebini düşünüyor, aday yapsan çalışmıyor, vekil olsa tabana sırt çeviriyor, istedikleri olmayınca kıbleyi değiştiriyor.
Bekaları ne dava, ne idealizm, ne iktidarda kalmak…
Onlar Reis'in mirasını yiyor, partiyi yıpratıyor, davanın içini boşaltıyor, seçmeni küstürüyor. Halbuki, AK Parti'nin bu keyifçilere değil, dik duruşuyla, terbiyesiyle, samimiyetiyle, alçak gönüllülüğüyle davasının eri olan Yusuflara ihtiyacı var. Ben, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin AK Parti'yi tekrardan davanın ön plana çıktığı, toplumla arasına sınır ören kliklerin temizlendiği, menfaat çatışmalarının yaşanmadığı bir yapıya kavuşturacağına inanıyorum.
O yüzden de diyorum ki, 31 Mart AK Parti için yenilenmenin miladıdır…”
*
Yazı burada bitiyor. Ekleme yapıyorum, güç zehirlenmesini bırakın. Partinin ilk kurulduğu yıllardaki siyaset ahlakını geri yüklenin, kendinizi gücün etkisi ile bulunmaz Bursa kumaşı yerine koymayın, davanın adamı olun. Onun bunun değil…
Havalara girdiniz.
Egonuz yüksek. Dağları ben yarattım diyorsunuz. Biz’i bitirdiniz, ben’e geçtiniz. Ne vatanı, ne milleti, ne Sakarya’yı bıraktınız, cebinize, banka hesap numaranıza odaklandınız.
Ne dava bıraktınız, ne şuur, ne bilinç…
Bugün AK Parti birçok büyükşehiri kaybettiyse, oy kaybı yaşadıysa, sizin gibi ukalaların, güz zehirlenmesi yaşayan ve siyasetten beslenen ve geçinen zırtapozların yüzünden. REİS’in mirasını yiyen haramzadelerin, mirasyedilerin yüzünden hepsi.
Daha çok yazarım da, maraza çıkar. Haa, dileyen üzerine alınabilir, mesele değil. Yaranız varsa, gocunmak serbest.