2018-04-14 06:17:53

Yerelde siyaset yeniden dizayn edilirken…

Editör

14 Nisan 2018, 06:17

  

Güç boşluğu, güç zehirlenmesi, güçler ayrılığı ve güç dengesi… Bunları bir araya getirdiğiniz zaman, tabi ki konumuz şehrimizdeki yerel siyaset bir şekil, bir anlam kazanacak.

Ama taşlar yerli yerine oturulursa, oturturulabilinirse…

Bunun için bir usta mimar, bir siyaset bilen usta olacak başta.

Kahramanmaraş yerel siyasetinde bir boşluk var mı, yok mu, gelin bunu tartışalım, konuşalım ve masaya yatıralım. Bu boşluğun, bu belirsizliğin yan etkileri olur mu sonra! Yereldeki boşluk ciddi bir sıkıntı oluşturur mu, ona sonra bakarız.

Sonra güç kimde?

*

Kahramanmaraş’ın gelecek senaryolarını çok daha sağlam zeminlere oturtmak mümkün mü? Zira sayın H. Ömer Oruç Bilal Debgici’nin il başkanı olmasından sonra ibre kimden yana döndü, ipler kimin eline geçti, yerelde siyaset yapanlar kadar Ankara da bunun, bu gerçeğin farkında. Hele hele Şahin Avşaroğlu’nun da AK Parti Dulkadiroğlu ilçe başkanlığına atanması ardından terazinin bir kefesi daha ağır basmaya başladı. Oysa daha iki ay öncesine kadar şartlar eşitti, kulvarlar aynı mesafedeydi.

İsim yazmıyorum ama siz benim ne demek istediğimi aslında anlıyorsunuz!

Bu boşluk, bu belirsizlik üzerine inşa edilecek beklentiler, senaryolar bakalım işe yarayacak mı, tutacak mı?

Çünkü herkes beklenti içinde. Kimileri de kaygılı, endişeli. Geleceği üzerine inşa edeceği hayallerinin gerçekleşmemesinden kuşku duyar hale gelince bazıları, neredeyse yalnız kaldıklarını hissetmeye başladılar.

*

Siyasette boşluk var.

Ticarette boşluk var.

Sivil toplum kuruluşlarında boşluk var.

Ve basın camiasında boşluk var. Kimse öne çıkmak, bu boşluğu doldurmak, belirsizlikleri gidermek,  liderlik rolünü üstlenmek, direksiyonun başına geçmek, ‘ben bu sorumluluğu alıyorum’ demek istemiyor. Herkes kaçak güreşiyor, herkes topu taca atıyor, herkes üzerindeki şeleği (yükü) başkasının sırtına yüklensin istiyor.

‘ben taşıyamam!’ diyerek.  

*

Asıl sıkıntı ne biliyor musunuz, bizde lider yok. Yetişmiyor. Yetişmek isteyenin de boynuna ipi geçiriyor, asılsız ve mesnetsiz iddialarla, yalan-dolanla, iftiralarla ve dedikodularla anasından doğduğuna pişman etmek gibi bir huyumuz olduğundan, kimse sorumluluk sahibi olmayı kabullenemiyor.

Birileri bir yol açıyor, ‘beni seven arkamdan gelsin’ diyor, az gidiyor, uz gidiyor, bir de bakıyor ki, arkasında kimse kalmamış. Sevgi, saygı ve pohpohlamaların hepsi samimi değil.

Gülücükler bile sahte. Gidenler, gitmek isteyenler de ‘benim bu işte kazancım ne olacak!’ hesabında derdinde olunca, kendisini idare edecek, kurtaracak kadar güç depoladıysa, güç zehirlenme hastalığı da varsa, az olsun benim olsun mantığı bir tarafa, davadan çok, Vatan, Millet ve Sakarya’dan ziyade, ‘Rabbena, hep bana!’ mantığı daha ağır basıyor.

Siyaset de kirleniyor haliyle, ticaret de. Eh, basın da buna müsait olunca, ayak uydurunca, vallahi tadından yenmez oluyor şekerim!  

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.