2020-05-28 10:27:13

Yürüyen atın başına vurmak ve çelme takmak!

Editör

28 Mayıs 2020, 10:27

Kurumların, kişilerin bir önemi yok. Kurumlarda, kişiler bugün var, yarın yoklar. Kalıcı olan, kaim olan kurumlardır. Ama o kurumlarda görev yapan, aldığı maaşın hakkını verene, oturduğu koltuğu dolduran ve o koltuğa zarar vermeyen insanların başımızın üstünde yeri var!

Amma velakin…

Öyle bir zamanda, öyle bir şehirdeyiz ki, yürüyen atın başına vurmayı seviyoruz!

Başarılı, dürüst insanlara çelme takma hastalığından kurtulamıyoruz!

Sadece işine odaklanan, kimsenin tavuğuna kışt demeyen insanlara çamur atmaktan kendimizi alamıyoruz!

Doğru yolda yürüyen, doğru işler yapan, doğru insanlarla birlikte olanlara yanlış muamele yapıyor, onu itibarsızlaştırmak için var gücümüzle hareket ediyoruz.

Üstlendiği makamın adı da önemli değil. İster amir olsun, ister memur, şayet işini düzgün yapıyorsa, vatandaşı mağdur etmiyorsa, işkence çektirmiyor, canını su etmiyorsa, o insanları anasından doğduğuna pişman etmek gibi bir eylemin içinde oluyoruz!

*

Dahası var mı, tabi ki var.

Diyorum ya, kurumlar kalıcı, kişiler gidici. Niye? Çünkü konan göçer. Koltuklar, etiketler, kimliklere kimseye baki değil.

Bizler, haber yapar, yorum yazarken, lütfen insanları incitmeyelim! Eleştirmeyin demiyorum, hak ediyorsa tabi ki etik kurallar içinde eleştiri hakkını kullanacaksınız!

Herkes de eleştiriye tahammül edecek. Kim olursa olsun. İster siyasetçi,  İster başkan, ister esnaf, ister gazeteci.   Çünkü eleştiri yol gösterici, uyarıcı ve yapıcı olduğu sürece yararlıdır. İncitmeden, kırmadan, dökmeden.

Ama…

Gelenin keyfi için kurumları, kişileri yaralayıcı, incitici haberler, sadece o kişiye, o kuruma değil, şehre de zarar verir!

Bu şehir bizim!

Bizler, yüz yüze bakılmayacak eylemlerden, söylemlerden uzak durmalıyız.

*

Tabi ki dahası var. Var da, yazı uzadı birader.

Devamını başka güne artık!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.