Öteden beri Gaziantep’e olan hayranlığımı, siyasetçilerine ve yerel yöneticilerine sağlam duygularla olan sempatimi sık sık dile getiririm.
Hatta çoğu vatandaşlar, “Yahu nedir bizim bu yerel yöneticilerimizden. Bunlardan bize hayır yok, en iyisi belediye başkalarımızı ve milletvekillerimizi seçme işini Anteplilere ihale etmek lazım. Çünkü onlar adam gibi adamlarını seçiyorlar, meclise gönderiyorlar.” deseler de, “Yok artık, yuh artık!” diyeceğim de, diyemiyorum.
Ayıp olur diye.
Ha, gerçek payı var mı derseniz, abooooooo, dolu, gıran kadar…
*
Her aşamada bizden fersah fersah önde olan komşu ilimiz, eğitimde de çıtayı yükseltirken, kentin ana üniversitesi dışında üç adet daha özel üniversite kurulması, eğitimde gelinen noktayı en güzel özetleyen, anlatan örnek.
Gazikent Üniversitesi, Zirve Üniversitesi ve buna son eklenen halka Kalyoncu Üniversitesi.
Bunlar özel eğitim kurumları.
Hepsinin de başında rektörleri var.
Ne diyeyim, helal olsun!
Biz daha birincinin içini dolduramadık, müştemilatlarını tamamlayamadık, otoriteyi sağlayamadık, ancak isim değişikliği ile uğraşıp duruyoruz işte ede…
*
Yalnııııııııızzzz…. Demem şu ki, Zirve Üniversitesinin sayın yetkilileri, sayın Prof.Dr.Adnan Kısa başta olmak üzere, hemşehrimiz olan ve ismini unuttuğum arkadaşımız…
Basın mensupları da hatırlar, bundan yaklaşık 4-5 ay önce, Zirve Üniversitesinin başta rektörü ile yardımcıları ve genel sekreteri Kahramanmaraş’a geldiler, Zirve Dershanesinde bir toplantı yaptılar.
Eyvallah!
O vakitler bize, üniversitelerinde yaklaşık 250 kadar da Kahramanmaraşlı öğrenci bulunduğunu söylemişlerdi. Tabi şehrimize geliş sebepleri, dondurma-firik yemek değildi. Üniversitelerini anlatacaklar, basın aracılığı tanıtacaklar, olabildiğince, mümkün olduğunca öğrenci çekeceklerdi.
Yani asıl sebep ticariydi.
Herkesin derdi o, saygı duyarız.
*
Başta sayın rektör olmak üzere, hemşehrimiz olan zat-ı muhtereme şunu söyledim, “İyi güzelsiniz de, biz de sizi tanıyalım, bir gün, araba gönderin, ya da biz gelelim, davet edin bizi, üniversitenizi yakından tanıyalım, maksat utmak olduğuna göre, yapın bunu! Bizimde tanıtımınıza katkımız olsun!” dedim.
Hak verdiler, tamam dediler, harika dediler, ne demek, tabi ki olur dediler, okey dediler, haklısın dediler, no problem dediler, yes dediler…
O kadar…
O gündür bu gündür sözlerini tutamadılar.
Etik değildi yani yaptığınız!
Ha, bana çok da gerek değil.
Değil ama, yukarıda takdir duygularımı göndermedim değil. Bir daha göndereyim, ne yani, cebimden mi çıkıyor, beş beş para mı verdim sanki.
Söz verdiler, ancak ne araba gönderdiler, ne telefon açıp da “Ede buyurun, bekliyoruz, misafirimiz olun, gelin!” demediler. Müspet-menfi cevap çıkmadı, tıssss!
Bana gerek değil de, insan bir söz verdiyse, yerine getirir.
Geldiniz, haberinizi yaptık, mesajlarınızı kamuoyuna ilettik, belki de bu haberlerden sonra üniversitenizde Kahramanmaraşlı öğrenci sayısı da artmıştır, bilemem. Lakin ortada verilmiş bir söz varsa, ki var, yerine getiremeyeceğiniz sözü vermeyin o zaman!
Zaten bu saatten sonra çağırsanız da gelmem.
Dedim ya, size lazımsa…
özge gültekin 13 Yıl Önce
öncelikler gaziantep'te 2 vakıf üniversitesi vardır.hasan kalyoncu ve gazi̇kent ayni üni̇versi̇telerdi̇r.
demet güler 13 Yıl Önce
gaziantep'te 2 vakıf üniversitesi var:zirve ve hasan kalyoncu. kalyoncu ve gazikent diye belirtirken 3 vakıf üniversitesi varmış gibi olmuş.3. olan sanko ise yolda. yakında açılacak.gazeteclik araştırma gerektirir.
tsb htb 13 Yıl Önce
seviye bir yemek kadar mı yani.. bu arada hasan kalyoncu yeni bir üniversite değil. gazikent in adı değişti. bayağı araştırmacı gazeticisiniz maşaallah..daha dikkatli yazmaya davet ediyorum sizi. gazeteciyim diyorsanız...